Son kez
sonra avuçlarına ilk defa toprak bulaşacak
gözlerindeki yaşa senin hayatın kefil olacak yalnızlığın en derin noktasında uyanacaksın ilk defa sessizliğinle başbaşa kalacak hakikati kendi gözlerinle gör de inanma sor tanrıya sen mi güzeldin o mu güzelliğinde bir desen kıldı merhametimiydi gazabımıydı sendeki akıl yoksa sen mi engin deryalarda bir limana takıldın sor işte o anda var mı tanrıya senden yakın hakikati kulaklarınla duyda dayanma acıyı teninde hisset anla ateş değilmiş yakanda ömür sayfasında öylece karalandımı kaderin kaç şiirin ızdırabı var hafızanda o yollar gitmeye gideni bulur, ayak izlerinde bir derin hüzün birikir gözlerin en derin duyguların mahzenidir o zamanda köy sokakları gibi yabancısına korku düşler yerlisine kendi anılarını biriktirir huzuru en son hangi zamanda rehin bıraktık yerini mi unuttuk nedir bu bekleyiş kalkmadımı perdesi ölümle arandan o yolculukta gidende aynı, geçmişin rıhtımına varanda söz gelimi her hikayenin çırpınan yoksuluyuz ağır bir yükmüş meğer o sırtımızdan inmeyen yokluğunda, varlığında hepimiz son satırlarındayız yabancı olduğumuz sayfaların bir gün tanıdık gelecek bizlere o son gün ağardığında |