ESKİ KÖY SOFRALARI
ESKİ KÖY SOFRALARI
Saraylarda doğmadık bizler Sayısız odalı evlerimizde hiç olmadı Tahtadan yapılmış sofralarda Yedik yemeklerimiz her zaman. Ne gümüş kaşıklarımız nede çatallarımız vardı Çatal nedir bilmedik Ağaçtandı kaşıklarımız. Bakırdan kalaylı idi ayran kâselerimiz Hatta su içtiğimiz bardaklar. Büyükler başlamadan başlamazdı Çocuk yaştakiler yemeğe Ayrı tabaklarda yoktu kişi başına Ortaya konulan büyükçe kâseden Çala kaşık içilirdi çorbalar. Tadına doyum olmazdı yufka üstüne Dökülerek yenilen bulgur pilavının Kaşık yerinede yufka kullanılırdı. Porselen bilinmezdi köylük yerinde Kalaylı sahan ve tabaklar Emaye kaplı çinko kaplar. Hiç köle değildik eşyalara Takmazdı aile halkı kafasına bunları Ama yinede pür neşe olurduk Sofra zamanı. Durmuş Karabağlı |
Sapıklık yoktu. Hırsızlık arsızlık yoktu. Kimse kimsenin namusuna kötü gözle bakmazdı.
Köyler boşaldı. Hiçbir şeyin tadı kalmadı.
Hepimiz aktık gurbetlere.
Şimdi;
TOPLUM OLARAK MUTSUZUZ.
Güzeldi var ol üstadım.
Selam ve saygılar.