Dünya çıplak...
Kapansın düş perdeleri
kırpılsın yarım kalmışlığın gövdesi heceler küf mavisi eksilirken uzuvlarında solungaçsız dili lekeli bir saltanatın dil-i geçmiş hecesi susturun sahranın gün batımı seslerini ağarmakta tan, yüzünün irin katmanlarında serçelenir mi sahi eksen, ekseninde iyisi mi vurun tüm gezegenleri yaşama dair adanmıştır tüm çıplaklığı gölgelerin,gölgesinden kaçışır sancağı ip gözbenekleri çekimi kadraj dışı hikayede ganimet sayarken mevsimleri soyut bir düşe soyunur çarpar benliğini hikayesiz bir yolun soluğudur uçurum hadi yok sayalım ellerinin terleyen isini gözlerinin anakarasının ayak izini dahası tılsımını yitirmiş kapalı zarfın boğulmakta olan sözlerini ve meçhule pul diyen yıkım yalasın, emsin ekvatorun sismik seslerini... |
Şiirler bir amaç doğrultusunda kaleme alınır ve anlamlar yönüyle de oldukça zenginleşir Şiirin sadece tek bir anlamı yoktur. Okur, bir şiiri kendi birikim ve kültür düzeyine, anlayışına, zevkine, hayal gücüne göre anlamlandırır. Bu anlamlanda mutlu olmanın yolunun şiirden geçtiği insanlarlar arasındaki sevginin de güç kazandığı,Karamsar kişilerin yaşamına tat verdiği ve anlamlı olmasının insanların tutum ve davranışlarına daha dikkat ettiği bir gerçektir..o zaman
şiirle iç içe olmak mutluluğa açılan bir penceredir...şiirli günler dilerim