4
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
759
Okunma
Dupduru bir tevhid inancıyla Allah’a yönelen
ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayan kimseler olun.
Kim Allah’a ortak koşarsa
sanki o,
gökyüzünden düşüp de
yırtıcı kuşların kapıp parçaladığı,
yahut rüzgârın uzak bir yere savurduğu
kimseye benzer. (1)
Biz her ümmete bir kurban ibâdeti belirledik ki,
kendilerine rızık olarak verdiğimiz hayvanları
kurban ederken
üzerlerine Allah’ın adını ansınlar.
Şunu iyi bilin ki,
sizin ilâhınız tek bir ilâhtır;
öyleyse artık O’na teslim olun.
Rasûlüm!
Tam bir ihlâs, samimiyet ve tevazu içinde
Allah’a boyun eğen kulları müjdele! (2)
Onlar,
Allah’ı bırakıp da,
haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği
ve gerçekte kendilerinin de
hiçbir doğru bilgiye sahip olmadığı
putlara tapıyorlar.
Hesap gününde
bu zâlimlerin
hiçbir yardımcısı olmayacaktır. (3)
Allah asla çocuk edinmemiştir.
O’nunla birlikte başka bir ilâh da yoktur.
Eğer olsaydı,
o takdirde her bir ilâh
kendi yarattıklarını yanına alır
ve mutlaka biri diğerine üstünlük kurmaya çalışırdı.
Allah, onların uydurduğu
noksan sıfatlardan münezzehtir. (4)
O,
duyuların kapsama alanına girmeyeni de
gireni de bilir.
Şu halde
Allah, onların koştukları ortaklardan
çok uzak ve yücedir. (5)
De ki:
“Allah’ın yanına yakıştırdığınız ortakları
bana gösterin bakalım!
Hâşâ!
O’nun hiçbir ortağı yoktur.
Bilakis O,
kudreti dâimâ üstün gelen,
her hükmü ve işi hikmetli
ve sağlam olandır.” (6)
Bütün sorumlu varlıklara
ve kıyâmete kadar
tüm çağlara uyarıcı olması için
seçkin kulu Muhammed’e
hakkı bâtıldan ayıran kitabı
bölüm bölüm indiren
Allah çok yücedir,
her türlü nimet,
feyiz ve bereketin kaynağıdır. (7)
Göklerin ve yerin
mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti
yalnızca O’na aittir.
O asla bir çocuk edinmemiştir.
Mülk ve saltanatında
O’nun bir ortağı da yoktur.
O her şeyi yaratmış;
her birine
belli bir ölçü, biçim
ve nizam tâyin etmiştir. (8)
De ki:
“Bütün hamdler Allah’a,
selâm da onun seçtiği kullar üzerine olsun!
Şimdi söyleyin bakalım,
Allah mı hayırlıdır,
yoksa müşriklerin O’na ortak koştuğu
varlıklar mı?” (9)
Onlar mı hayırlı
yoksa gökleri ve yeri yaratan,
gökten sizin için su indiren mi?
Öyle bir su ki
biz onunla,
bir ağacını bile bitirmeye güç yetiremeyeceğiniz
nice güzelliklerle dolu bağlar,
bahçeler yetiştiriyoruz.
Allah ile beraber
başka bir ilâh daha olur mu hiç?
Hayır,
hayır!
Onlar haktan sapan bir gürûhtur. (10)
Onlar mı hayırlı
yoksa yeryüzünü yaşamaya elverişli kılan,
içinde yer yer nehirler akıtan,
onun sallanmaması için sâbit dağlar yaratan
ve iki deniz arasına bir engel koyan mı?
Allah ile beraber
başka bir ilâh daha olur mu hiç?
Hayır,
hayır!
Onların çoğu gerçeği bilmiyorlar. (11)
Onlar mı hayırlı
yoksa kendine yalvardığı zaman
darda kalmış olanın imdâdına yetişip
başındaki sıkıntıyı gideren
ve sizi yeryüzünün halefleri
ve hâkimleri yapan mı?
Allah ile beraber
başka bir ilâh daha olur mu hiç?
Ne de az düşünüp ders alıyorsunuz! (12)
Onlar mı hayırlı
yoksa karanın ve denizin
kat kat karanlıkları içinde
size yol gösteren
ve rahmetinin önünde
rüzgârları müjdeci olarak gönderen mi?
Allah ile beraber
başka bir ilâh daha olur mu hiç?
Allah,
onların ortak koştukları şeylerden
çok yücedir! (13)
Onlar mı hayırlı
yoksa bütün varlıkları baştan yaratan,
sonra o yaratmayı aralıksız tekrar edip yenileyen,
öldükten sonra tekrar diriltecek olan
ve sizi hem gökten
hem de yerden rızıklandıran mı?
Allah ile beraber
başka bir ilâh daha olur mu hiç?
Eğer doğru söylüyorsanız,
haydi delilinizi getirin! (14)
De ki:
“Göklerde ve yerde
Allah’tan başka
hiç kimse gaybı bilemez.
Onlar öldükten sonra
ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. (15)
Allah
kıyâmet günü onlara seslenecek
ve: “Benim ortağım olduğunu iddia ettiğiniz
sahte ilâhlarınız şimdi nerede?” diye soracak. (16)
Bunun üzerine,
haklarında azap tehdidi kesinleşmiş olan
saptırıcı önderler:
“Rabbimiz!
İşte şunlar bizim azdırdığımız kimseler.
Kendimiz azdığımız gibi
onları da azdırdık.
Biz azdık,
onlar da bizi görüp azdılar;
bizim bir suçumuz yok.
Şimdi ise,
bizi sana ortak diye tanımış olmalarını reddediyor
ve onlarla bir alakamız bulunmadığını
arz ediyoruz.
Zâten onlar bize değil,
kendi arzularına tapıyorlardı” diyecekler. (17)
Bu kez putperestlere:
“Allah’a koştuğunuz ortaklarınızı çağırın” denilecek.
Onlar da çağıracaklar;
fakat gûyâ ortaklar,
onların çağrısına
hiçbir karşılık veremeyecekler
ve cevap olarak karşılarında ancak
o azabı görecekler.
Ne olurdu,
keşke vaktinde gerçeği anlayıp
doğru yolu bulsalardı! (18)
O gün Allah onlara seslenecek
ve: “Peygamberlerin dâvetine
ne cevap vermiştiniz?” diye soracak. (19)
Artık o gün
bütün bilgi kapıları yüzlerine kapanacak,
delilleri tükenecek,
söyleyecek bir kelime bulamayacaklar.
Birbirlerine de bir şey soramayacaklar.(20)
Ancak
dünyada fırsat varken
günahlarından vazgeçip iman eden
ve sâlih ameller işleyen kimseler
kurtuluşa erenlerden olacaktır. (21)
Rabbin dilediğini yaratır ve seçer.
İnsanların bu hususta seçme hakkı
ve yetkisi yoktur.
Allah,
onların ortak koştuğu şeylerden
çok uzak ve pek yücedir. (22)
Doğrusu Rabbin
onların göğüslerinde gizlediklerini de,
açığa vurduklarını da bilir.(23)
Çünkü O,
Allah’tır.
O’ndan başka ilâh yoktur.
Dünya ve âhirette bütün hamdler
O’na mahsustur.
Hüküm vermek de yalnız O’nun hakkıdır.
Sonunda siz
ancak O’nun huzuruna döneceksiniz. (24)
Rasûlüm! De ki:
“Düşünün bakalım,
eğer Allah kıyâmet gününe kadar
geceyi üzerinizde aralıksız devam ettirse,
Allah’ın dışında,
size ışık getirebilecek bir ilâh kimdir?
Hâlâ gerçeğe kulak vermeyecek misiniz?” (25)
De ki:
“Düşünün bakalım,
eğer Allah kıyâmet gününe kadar
gündüzü üzerinizde fâsılasız devam ettirse,
Allah’ın dışında,
size içinde istirahat edeceğiniz geceyi getirecek
bir ilâh kimdir?
Hâlâ gerçeği görmeyecek misiniz?” (26)
Kullarına olan merhametinden ötürü Allah,
sizin için geceyi ve gündüzü yarattı ki,
geceleyin sükûnete erip dinlenesiniz,
gündüzün de
O’nun lutfundan rızkınızı arayıp şükredesiniz. (27)
Kıyâmet günü
Allah onlara seslenecek
ve: “Benim ortağım olduğunu iddia ettiğiniz
sahte ilâhlar
şimdi nerede?” diye soracak. (28)
O gün her ümmetten bir şâhit çıkaracağız
ve: “Taptığınız putların ilâh olduğunu ispatlayacak
kesin bir deliliniz varsa getirin!” diyeceğiz.
İşte o zaman
gerçek mânada kulluğa lâyık tek ilâh,
tek Rab olma hakkının
sadece Allah’a ait olduğunu
herkes bilecek
ve dünyada iken
uydurdukları sahte tanrılar
onları yüzüstü bırakıp gidecekler. (29)
Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma!
Çünkü O’ndan başka ilâh yoktur.
O’nun zâtından başka her şey
yok olacaktır.
Hüküm yalnız O’na aittir.
Siz de sonunda
O’nun huzuruna çıkarılacaksınız. (30)
(1) Hac / 31. Ayet (2) Hac / 34. Ayet (3) Hac / 71. Ayet
(4) Mü’minûn / 91. Ayet (5) Mü’minûn / 92. Ayet (6) Sebe’ / 27. Ayet
(7) Furkan / 1. Ayet (8) Furkan / 2. Ayet (9) Neml / 59. Ayet
(10) Neml / 60. Ayet (11) Neml / 61. Ayet (12) Neml / 62. Ayet
(13) Neml / 63. Ayet (14) Neml / 64. Ayet (15) Neml / 65. Ayet
(16) Kasas / 62. Ayet (17) Kasas / 63. Ayet (18) Kasas / 64. Ayet
(19) Kasas / 65. Ayet (20) Kasas / 66. Ayet (21) Kasas / 67. Ayet
(22) Kasas / 68. Ayet (23) Kasas / 69. Ayet (24) Kasas / 70. Ayet
(25) Kasas / 71. Ayet (26) Kasas / 72. Ayet (27) Kasas / 73. Ayet
(28) Kasas / 74. Ayet (29) Kasas / 75. Ayet (30) Kasas / 88. Ayet