Üç Eski
Umut benim müziğim,
Ses tellerinden duymak istediğim. Kapını çalmak en büyük isteğim, Ellerinden bir hoşgeldin nidası.. İsmini andım bir kağıda, Kuytu bir düşte gölgeni sakladım kaleme, Bir ışık tut, Satırlarda hala bana bakışın.. Sükûtun nabzını ölçemezsin, Yüreğin gibi nermdil, Rayiha gibisin, Kalp atışlarına dokunmak isterim.. Ne mecnun meftun bir hale düştü, ne leyla, Mecnun behemehâl ama, Leyla soluk ve sepya.. Omuzundaki zülüfü bağışlamadı ona.. Gel bir miras birktirdim, Rüzgarlı bir hikayenin en dibi.. Zamanım ve özlemim serdengeçti, Sen mâ’i. Gönlünden bir yudum almaya izin ver bari.. Ters lale yeşerir mi toprağımda? Havasını içine çektiğin dağlar gelir mi ziyaretine? Namlu doğrulttuğun ağaç, Küs müdür sana? Git veryansın etsin, Yer ile yeksan kalsa hatıralar, Hala kanayan yara budur, Sarılmadır en acı elvedalar.. Köhne kaldıysa gülücüğün, Soldu ise rüzgara bakışların, Gün batıyor diyarım, Güneşe sarılmalısın. Sılaya çalıyor mevsim, Kokusunu içine çektiğin boğaz, Son dalga ile gidiyor kederim, Hala yüreğimde ’bercestesin!’ Anlamını bilmediğin bir kelimesin, Yüzündeki tebessümü bilirim, Acıyorsan gidişime, halime Bil; Bozkırı anlatan notalarsın yüreğimde. Pusluydu gözlerin, Kirpiklerinin altında bir çift bulut, Şimşek çakan yüreğinin altında yağmurlu düşler.. Sana sarılmak, bir vedaya bedel. Sepya oysa ki tenin, Kırık düşlerinin altına ne gizledin? Gölgelere kattığın gülücüğün varya, Dünyaları değiştirdin.. Gölgelerin içinden seslendim sana, Hediye ettiğim umut yoldaşın, Bir gökkuşağının tam ortasındayım, Yağmurlu bir günün en güzel hatırasısın. Ne lisan yeter ses tellerinde gizlediğin umudu anlatmaya, Ne bir tutuş uzaklara daldığında, Saçlarından tuttum, Dalgaları kıyıya vuran bir elveda... Fırtına koparsa hatırla, Bir vapur iskelesinde iki güvercin, Biri kanadı kırık üşüyen, Biri ölüme giden. Dönerse uzaklara kanat çırpan güvercin, Kanatlarımda umut yeşerttim. Bir rüzgarla gittim, Bahar çiçekleri ile geleceğim. |
Emeğine yüreğine sağlık
______________________________Selamlar