Pas Tutmuş Hülyalar
Pas Tutmuş Hülyalar
Akıp durdu yalnızlık demi tozlu sayfalardan Hunharca gizlendi,sabah bekleyen akşamlardan Akıp durdu yıldızlar yalnızlığın kıyısına, Güneş beklerken gece çıkmıştı senin şansına Durgunluk yapışmıştı göğüsteki hassas kalbe Parmaklar da yazı göz de sızı,vurdu en dibe Perişan perdeler açıldı;dün akşam seherde Alyans gibi girdi parmağa...en istemsiz yerde... Üst üste atılan ayaklar kımıldadı gözde Yağmur gibi baştan aşağı dökülen her sözde Beyaz iken kızıla dönmüştü tüm papatyalar Akarsu gibi geçti gözden, pas tutmuş hülyalar Derinden okşadı yüreği,sükutun sarısı Dün akşam batarken açılmıştı gönül yarası Mendiller biçare kalmıştı kayalık üstünde Gözlere mazi düştü,ufuklar göründüğünde Teker teker havaya karışan sisli dumanlar Bacasından indi tozpembe kalan hatıralar Her biri yanaklarda birer koğuşa dönüştü Kıl maskeler en çokta bu mevsimde üşümüştü Kırbaç vuruldu masa önünde şaşkın tuşlarla Bir yâre bin selam düştü,turna denen kuşlarla... Güneşi akşam yıkanan şafaklar iletildi Bir gözden bin öteye,nice yaşlar gönderildi... |
Sonsuz selam ve saygılarımla.