5
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
723
Okunma
Ve bir şair göçüp gitti
Kimsenin haberi olmadan
Sükunetiyle kurulmuş bir düşte
Yalnızlığı karalarken elindeki kağıt
Puslu pencereden yansıyan bir ışık
Gibi kırılmıştı hayatım...
Ve bir şair göçüp gitti
Senden başka kimsenin bilmediği
Gözlerindeki kirpikleri sayacak kadar derin
Ellerindeki rahatlığı görebilecek kadar sessiz
Kaybolup gitmeye yüz tuttu
Bir tutam yazı...
Ve bize kalmıştı,
Hatırlamaya değer birkaç anı
Koluma yapışan bir yüz asıldı pencereye
Durgunluğumla hissettim esen rüzgarı
Bir telefon kadar yakınken hayat
Bir sahil kadar uzaktı hayal
Eriyip gitmek ister gibiydi sözcükler
Yüzündeki somurtuş kadar keskin
Tebessümün kadar güzeldi gündüzler...
Güneş ışığının yüzüne çarpması gibiydi
Benim sabah saatlerim
Bunaltıcı sıcaklar toplatınca sana saçlarını
Serilmişti önüne beyhude kelimelerim
Ufak bir övgüyle gülümsemiştin bana
Nasıl unutabilirim ki o pencereyi
Önüne geçip de ısındığımız kaloriferde
Sıcak sohbetinle yumusamıştı kalbim
Göz göze geldiğimiz her saniye
Biraz daha büyüyordum içimde ki seni
Ne dudaklarındaki ruja ne gözlerindeki rimele
Öylesine tutulmuştum işte güzelliğine....
5.0
100% (17)