entschuldigen,manzarasız pencereler ve varşova istasyonunda bir üşen/geç /
yine kayboldum, istasyonun adı lazım değil
istasyonun bilgecesi gözlerin şehri, yönü, numarası farketmez bir trenin yön’bilmez vagonlarında ağlamak marifetim sırtımda dünya küskünü bir mazeretin çulha yalnızlığıyla selamlıyorum yalnızlığını dizginlenmiş mazeretlerin Kötürüm bir güzelliksin neyleyim Sana olan zaafım kadar güzelsin Pir nazar uğrarım kitaplarına Der kenar ararım Sümmani yazan Gamzende boğulur da kederin Sen de bilmezsin Gamzen de bilmez Sümmani de Zaten hiç biriniz bilmesin Sen bir tek gümansız bilesin güz’bilmez bahçelerin var olduğunu dünya yüzünde dünya gözüyle görmenin heyecanını da bilmelisin kördüğüm bir inceliksin neyleyim (artık)kömür kokmayan koridorların mustazaf imgesisin duyulmaz ki sesin ki sesin duyulmaz ama sen bağır sen BAĞIR ki kolu kanadı kırılsın seni duyurmayan mazeretlerin farzımuhal/ cizlavet’aralık’22 |
sen BAĞIR ki
kolu kanadı kırılsın seni duyurmayan mazeretlerin
Özgün bir sevda şiiriydi.
Kutlarım.
Saygılarımla.