4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
533
Okunma
Esmer tenine açan begonviller gibi
Seni,
yurt belleye sunağına konan kuşlar.
Kanadında kayıp bir gün ışığı… adını saklar.
Vakti gelende
sancılanır gün doğmaya
Bir damla kızıla, alayını boyar…
Kim bilir,
kaç uygarlık öpmüştür kınalı ellerinden…
Alnında kızaran güneş
niyetlense sönmeye
Kaçı suz ile yanmıştır biteviye.
Kim bilir,
kaçı sürgün vermiştir geleceğe…
Ötede
günberi saatlerin nevruz ateşi yanar.
Harlandıkça bozkırın
yanmaya bir çocuğun ayakları,
nasıl da özgür,
nasıl da kavruk…
Çatlamış tabanları,
yaralarından sızan suyun özüne kanar.
Ah toprağım!
Esmer tenine açan begonviller gibi
Seni,
yurt beller sunağına konan kuşlar.
Görmez misin?
Kanadından, kayıp bir gün ışığı doğar.
Sen, güller vadeden…
Biz, güllerinden tarih deren…
İnce bir serein düşende göğsüne
adın dualarımızla yıkanır.
Bilmez misin?
Gül veren teninde gül kokusu kalır.
Velhasıl
Daha dün
Ardıç kuşlarının kursağına kurban verdiğin geleceğin…
Bugün göveriyorsa parmak uçlarımda
Varlığın,
Ferfecir bir zamanın ölümüdür avuçlarımda.
Ey, kanatlarıma kundak yaptığım!
Ben,
en çok özgürlüğü yakıştırdım sana…
Yasemin ELMAS
2023/Ocak
5.0
100% (9)