ÖZÜR DİLERİMSeni öldürdüğüm için hâkim bey müebbet verdi, Söyleyecek sözüm yok, suçumu biliyorum. Zoruma giden aldığım ceza değil, Sana yaşattığım acılara üzülüyorum. Sen, kırdığım çamurdan oyuncaklarına değil, Hoyratça yıktığım hayallerine ağlıyorsun, Bense, ilkbaharını hazân ettiğim, Yaşamadan, yaşlandığın hazin yıllarına, Ah edip yanıyorum, ey çocukluğum. Sıcak bir haziranın son günü, akşamüstü, Çatısı ahşap, duvarları toprak, iki odalı bir evde, Ağlayarak açtın, ıslak gözlerini hayata. Annen emzirirken attığın bir kaç gülücük dışında, Güldüğünü gören olmadı, çocukluğunda. Ağladıkça, susturmak için azarladılar seni, Ayıptır diye, kınadılar gülmeye başladığında, Mâsum gülüşlerini öldürdüm çocukluğunda. Baban işsiz, annen okuma yazma bilmiyordu. Arkadaşların misket oynarken mahallenizde, Sen, heybende iki domates bir soğanla, Koyunlara çobanlık yapıyordun derede, tepede. Üç-beş lira uğruna, kazma-kürek omzunda, Komşuların tarlalarına ırgat ettim seni, Daha sekiz yaşında, nasırlar çıktı ellerinde. Özür dilerim ey çocukluğum, öldürdüm seni, Köyümün kıraç topraklarındaki fakirliğinde. Bile, isteye kasten öldürdüm seni, Özür dilerim ey çocukluğum, Özür dilerim… #aslanyılmaz#sürgünadam# |