yetişin// . . . aklım pusulasız terazi uçurtmasız ötenazi yetişin içim ölüyor kundaksız, ölüyor içim salavatsız fikrim, kanadı güz sürmeli rüzgar, nü bir tuvalin çatısında kızıl kar yetişin vuruldum renklerimden çıplak kaldı bu mevsimde bahar ayrılıksız senfoniyim çürüttüğünüz dudaklarımda çilingirsiz kilidim sol anahtarımda yetişin eriyorum güne susuzlukla, açlıkla sıvanmıyor güneş, sıvanmıyor hiçbir balçıkla felsefesiz düşüm, ayazım çıktığı kadar heceyim geceye avazımın çıkamadığı sus’luk kadar da şiirim kendimce yetişin Azrail kapımı zorluyor niyetim aşk değil fayı kırık bir sandalım yosunlaşmış mavidir diyetim düşündüm de, varlığınız nefes arlığıma dar geliyor çekin iyisi mi üzerimden yargısız sıfatınızı tutuşmuşluk, çifte kavrulmuşluk benim yangınım yetişmenize de gerek yok cehennem benim diğer yanım… . . . // ilhanaşıcı |