Ağladım
Ağladım
Köyümün hasreti içime doldu Efkarla maziye daldım ağladım. Kabaran yüreğim tutulmaz oldu Gözümün yaşını saldım ağladım. Yerinde durmuyor yaşlı simalar Mimikler değişti, tatsız imalar Gençliğin gözünde farklı temalar Değişen huyları bildim ağladım. Gençlik bir allame(!)hepsi uçuyor Her güne yeni bir sayfa açıyor Üç günlük gelinler şehre kaçıyor Yaşlıdan duayı aldım ağladım. Daracık sokaklar harebe olmuş Haneler neşesiz, yüzleri solmuş Çalı, çırpı, diken yollara dolmuş Gözümü bir daha sildim ağladım. Çürümüş çatılar kendini saldı, Böcekler duvarda pozisyon aldı Çayırlar kapıdan içeri daldı Otları elimle yoldum ağladım. Islanmış duvarlar bir bir eriyor Kırılmış camlardan kuşlar giriyor Hanenin sahibi nerde soruyor? Bir takvim yaprağı buldum ağladım. Ne koyun sesi var ne de bir düve, Baykuşlar tünemiş yıkılmış eve, Tahtayı yiyerek bitirmiş güve, Çaresiz bir halde kaldım ağladım. Taşıyan kalmadı çeşmeden suyu Yosunlar bağladı asırlık kuyu Örülmez olmuştur keçinin tüyü Her gece uykumu böldüm ağladım. Nahırı bayıra kimler salacak? Sığırı kapıdan yoktur alacak Bir çoban kalmadı kaval çalacak Oturdum sazımı çaldım ağladım. Der Hoşoğlu, şimdi gitme zamanı Hayatı bir yerden gütme zamanı Bir ömür hasreti tatma zamanı, Yeniden gurbete geldim ağladım. Mustafa Hoşoğlu |
Emeğine yüreğine sağlık
____________________________________Selamlar