buğday
yaşamın dansını edenler
melodinin ezelini inkarda doğurdur bir nefes vakti öldürdüğü bir tabutun bir fidanı biz toprağı çatlak göğsünden yağmurlu dudaklarımızla öptük dediler yalan söylediler, maviler giyinip bir kapı aralığından göğe etlerden kopanları kınaladık yarını kundak sırası dünyalı tanrıların sloganlı duraklarında kesiklerimizden yükseliyoruz kuma evrilen taşların ardı sıra ilk basamağa terleyen damlaların güneş sofrasında iman ettiydi gören boğaz öylesine susmasan sen. ben kanatlanan duvarları duymazdık unurturdum seni uzağın gelip gözlere dediğini avuçlar ne garip haberci 16062020- |
Saygı ve selamlar, sevgiler şaire.