Delilik
“Ve bulmak bir delilik, delirmemek için…”
Delilik neydi? Kendi kendine konuşmak! Hezeyanlar! Halüsinasyonlar! Çılgınlık! Bağırma! Saldırganlık! Sahi delilik neydi? Yoksa bir belediye bankını bir kadına benzetmek ve konuşmak… Konuşmak… Konuşmak mıydı? Mesela kendinden kendine *kerçli kerçli konuşmak! Ve duymak kendini, kendinden… Denizin eteğinde rujunu yeni tazelemiş bir bank. O bankta martini içmek! “Güneşe dayalı sırtımı Yarım bir gülüşe teyelledim. Bekleme, beklemelerdeyim.” Uzun ömür yaşadıkları iddia edilen güngörmüş karganın yalana mı ihtiyacı vardı? Hem kimdi ki insan? Kanatsız ve korkak habire kuşlara öykünen. Diyordu bilgelik, “çok değildir konuşmak dinlemektir göğün altında kendini. Az konuş, uzun dinle yaşa dünya bir bilmece içinde bilgelikle.” Sonra denizi sürüp yüze, yosun kıvamında küfretmek! *Kerç: Alaylı, kinayeli söz. Tersine, zıttına anlamında |
Saygılar reçetesi kendinden ve dahi kentinden kaleme.