Kış Sabahı
Gün doğumuna en yakın anda
Yıldızlar çoktan kaybolduğunda Zamanın başladığı , kuşların yeni yeni uyandığı sabahta Simsiyah geceyi yatırıp derin bir uykuya Yüzümü döndüm aydınlığa , doğuya yani sana Ufkumda gözlerin kırpıştığında Gündüz mevsimi gelmişti artık sanırım Kış ortasında düşen cemre hangisiydi acaba Önce ufkundan esen rüzgarla havaya Sonra suya Ve nihayet topraktan yaratılmış ademoğlunun kalbinin yarasına Cemren ışıl ışıl düştü civan perçemi renginde toprağıma Dallarıma , yapraklarıma , çiçeklerime Gökyüzüme hatta üzerime ,tenime Ta en içime yüreğimden bile daha derinlere Şira yıldızı kadar aydınlandı içim Işıkların doldu Şubatın henüz başında Sızım sızım acıtan kışın tam ortasında Senli günleri kucaklıyorum şimdi Ömrümün kış sabahında Şükürler olsun seni yaradana Yar diyip yanıma katana Ellerimiz semada şükür duasında Serinde titreyen gül yaprağıyla |
Henüz kış sabahında olmasak da, şiiirsellik, masmavi bir aydınlık ve sımsıcak duyguları hissettirdi.
Duru dil her zaman tercihimdir.
Şiirde birkaç vurucu ifade, yetip artıyor bazen.
Cemreler kışın da düşer şair isterse.
Şiirin ve hayal gücünün mevsimi yoktur...
"Şira yıldızı kadar aydınlandı içim"
Eyvallah şiire...