Günlüklerim - Benden Kalan III
11/
Biliyorsun değil mi böyle sonsuza kadar susmuş bir halde oturabilirim ya da haykırabilirim! Ben var ya ben… Hani ben olmasam diyor ya; elleri boş dönüyorlar geceden, kaçıncı tövbenin ertesinde kaç yemin üstüne. İlle de aktör olmak gerekmiyor ya figüran veya seyirci de lazım bu memlekete. 12/ Sabah olmuş… Yalıyor işte güneş tenimizi. Gölgemizle ip atlamaca oynuyoruz bir ayağı topallayan hayaller düşüyor gölgelere, yandın sesleriyle... Çıkmıyorum mızıkçılık omuzlarıma siniyor... Yanımdakinin açlığı dumanıma bulaşıyor, kazara günah sahibi oluyorum! Neden? Sorusuna verdiğim kaçamak cevapta; su gibi aziz olun! (Oysa sular çabuk kirleniyor benim dünyamda!) 13/ Dün gece bir yalnızlık buldum kendime. Az sohbet ettik içerden vurdu beni anlattıkları, bin parça dağıldım sonra. Şimdi tozum her nefeste... Zehir niyetine... Biliyor musun ben sana hiç yalan söylemedim, sadece anlatmadım... Sustum, susmak kabullenmekti ve ben bunu biliyordum bu yüzden beyazlarım çabuk kirlendi... 14/ Kaçıncı kez unutulmuş gibi davranan dostlar(l)a gülüp geçtin Kaçıncı kez yine bir arada bazen bir kaç eksik bazen bir kaç fazla insan ile geride bıraktın zamanı... Ne çoksun aslında bir hiçlik dürtüsünde Ne çoksun onca sığlık içinde, derince. 15/ Sonra serin bir ırmak geçer içimizden oluk oluk. Bir kuş öper yüreğimizi. Kızıl bir akşam çalar çiçeğin beyaz tenini. Akşam olur gün elini verir. Düşler gerçeğe döner. Rüyadan uyanırız... Şimdi bize anlatılan bir kent öyküsü en acıda ne biliyor musun? Artık gökten öykülere üç elma düşmüyor… 16/ Hevesler kursağımızda sözler yarım! Olsun görecek gün varsa yine buluşuruz bir vakit güneş açar belki tepemizde püfür püfür bir rüzgara bırakırız kendimizi. Bir çobanı dost eyler kurulup sofasına, peyniri ekmeğe katık ederiz. |