İnanmıyorum
..inanmıyorum
kap karadan sevdalı gözlerinin içimde bulutlandığıma… gümüş parmaklarımızla döşediğimiz mavi gök yüzünün oralarda bir yerlerde durduğuna. inanmıyorum ellerimin avuçlarını tutmadığına, Eşkıya meyilli nasırlı ayaklarımla sana yürüyemediğime… İnanmıyorum Kırmızı Küpeli Delimin artık akıllı olduğuna. Utancımı gizleyemediğim kızarırken en asi duruşunla tebessüm edişin nerede.. yüzüme bakışlarda ki düzene baş kaldıran gülüşün nerede.. Civelek kaçışlarımızın on ikinci çıkmaz sokağında kanayan kızıla tetik çekişlerimizin mermileri nerede..? Köpek gibi davrandığım sigaramın neşesi kayıp… Abluka altında yeşile çalan fosforlu çakmağım çakmak çakmak gözlerin kadar çakmazken tutuşturuyor ikilem hüznüm, tütünün bütününü, üzüm üzüm düğümlenirken dumanı izmaritinde korun acısını çeken dudaklarım hissetmiyor nefes almanın tuhaflığını Sahtekar bakışlı sevdalara rest… En temiz nükteli dikizlerimiz hangi batan geminin kaptanıydı hangi boylamda boğuldu nerede karadan karaya kıtaları bütünleyen yıldızlı gözlerimiz… neredesin ulan Masal kız ..? Senden öte bir masal varsa söyle kuyruğumu kıstırıp yaralı kurt misali gitmeli miyim? Güzelliğinin ötesinde bir ülke var mı yalnızlığımı unutturacak… serseri ütopyamı kabullenecek bir sınır biliyor musun… Öteki dünya bakışlım söyle be; bu piç gönlümü giyotine vurabilecek cellat var mı. Cennet duruşlu prenses söyle be; senden yana ölüp gidebileceğim bir boyut var mı..? |
Kaleme saygı ve selamlar.