ÇOK UZAKLARDA...
Caddelerde rüzgâr...
Aklımda aşk var... Aklımda bir sen var bu gece... Beni yapayalnız bırakıp gittiğin... Arnavut kaldırımlarda hicran satar... Bir seyyar satıcı yüreğim... Ve bir sonbahar vedasıydı gidişin... İçimde amansız bir kor... Sırtımda bir hançer gibi ayrılık... Kaç yokuşta yorulacak bu kalp söyle... Kaç gömlek giyip çıkaracak umutlar... Say ki matemini tutmadım... Dilek ağacından medet ummadım... Zehir kurusu dilimi Yoklukla ıslatmadım... Sensiz ayaza vuran gecelerde... Bu hasret beni yer bitirir... Seni unutmadım... Ulvi bir çınar değil artık bu beden.. Elif gibi dimdik olamam artk... Benden bunu bekleme... Kaç yangın gördü bu yürek... Bana sözünün eri gerek... Sensizliğe prangalar vurdum hasret yokuşunda... Soğutamadım... Acıyı döşüme yorgan ettim de... Yine de hiç’liğimi avutamadım... Eyy sevda!!! En ulvi özlemimsin sen... Yağmurlu bir sonbahar akşamında... Martılar üzgün karşı kıyıda... Efkâr otuyla demlenmiş balıkçı sahil kenarında... Içimde bir sen var şimdi İstanbul gibi... İstanbuldan öte ... Devleştirdim korkuyu beni her sevişinde ... Büyük ve gösterişli idi.. Her renk her koku her şekil... Barındırıyordun gülüşünde... Bende bu kara sevda aşktan da öte... Gizil bir kırık saz namesi saklı gidişinde... Eyy yârrr!!! Şimdilerde kanadı kırık bir yaralı güvercinim... Mektubunda aşk sözleri taşıyan... Var mı hâlâ bir kuru selama mütercimim? Hasret ile ırmak olup çağlayan... Akışır mı gözlerinde bilinmez... Sevda alın yazısıdır derler. Bilir misin ki bir kalemde silinmez... Şimdi sen sevdiceğim... Beni kör kuyulara... Yusuf gibi kara zindanlara atma... Boynu bükük yaban elde bırakma... Namus sözü...Züleyha olayım ki... Seni hep seveceğim... Ya geri gel... Ya da ben öleceğim... |
Saygı ve selamlar.