Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen. şiirler serisinin onüçüncüsü
bir alın yazısı bu var ile yok tarihleri arasında bir sınanma hani bilinmeyen ellerde iç içe daireler çizen pergellerin birbirine ne yakın birbirine ne uzak çizgileri var ya kader diyorlar adına
ezelden ebede olmuş ve olacakların çetelesi o zamanın ve mekanın, şartların ve konumların sebeplerin ve sonuçların Allah ilmindeki takdiri o kadere boyun eğmek de kadere meydan okumak da hayır ile şer arasında bize tertiplenmiş bir kez
iyiye de şükür, kötüye de kader birliği ettik madem paylaşalım gel şimdi sevinci ve kederi bir hasbıhal olsun
* otuz beş yaşında alemlerin efendisi bu sırada kureyş kabilesi kabe duvarlarını yıkıp yeniden tamir kararını verdi zira, yıllardan beri yağan yağmur meydana gelen seller pek sağlam olmayan bu mabedi yıpratmıştı oldukça
yağan yağmurlar çatısından akan sular temeline kadar tesir etmiş binayı adeta harap bir hale getirmişti en son gelen büyük bir sel bütün bütün sarsmıştı kabeyi duvarlarını çatlatmıştı mekkeliler de bir korku ve telaş uyandırmıştı bu durum
bir hadise daha oldu bu arada kadının biri harem’de ateş yaktı ateşin korundan sıçrayan kıvılcımlar kabe’nin örtüsünü tutuşturdu yanmasına sebep oldu
bütün bunların üzerine bir de kabe’nin içinde bulunan bir definenin çalınması eklenince bir an önce mekkeliler, artık, verdikleri kararı gerçekleştirme gayretine girdiler
kureyşliler, kabe’yi nasıl ve neyle tamir edeceklerini düşünüp istişare ettiler bu sırada cidde’ye gitmek için mısır’dan yola çıkmış bir bizans gemisi cidde yakınlarında karaya oturdu
bunu haber alan kureyş bir heyet gönderdi geminin yükü yumuşak aktaş, tahta, direk ve demirdi bunlar kureyş’in arayıp da bulamadıkları şeylerdi heyet, satın aldı keresteyi bunun yanında, gemideki tüccara mekke’ye serbestçe girebilme mallarını gümrüksüz satabilme garantisi de verdi
halbuki, daha evvel mekkeliler şehirde ticaret eşyası satanlardan öşür alırlardı gemide ayrıca bakum adında bizanslı bir mimar da vardı kabe yapımında kendisinden istifade etmek üzere bu mimarla da anlaşıldı
duvarlarını yeniden tamire karar verdikleri kabe’nin mimarlığını bizanslı bukum marangozluğunu mekke’de oturan kıbti bir usta yapacaktı kabe duvarlarının taşlarla örülmesi işi kur’a ile kabileler arasında dörde taksim edildi
her kabile kendisine düşen tarafı yıkıyordu hazret-i ibrahim’in attığı temele kadar inildi bundan sonra birbiriyle kaynaşmış deve sırtı gibi yeşilyeşil taşlar görülmeye başlandı
niyetleri daha da aşağı inmekti ne var ki buna muvaffak olamadılar İçlerinden biri bu yeşil taşlara kazmayı sallayınca birden zelzeleye uğramış gibi mekke’nin sarsıldığını gördüler
herkeste bir korku ve telaş başladı bundan sonrasını yıkmaya müsaade bulunmadığını anlayıp iktifa ettiler kazdıklarıyla
herkes kendisine düşen taraf için taş taşıyor ve duvarlar örülüyordu bina, hacerü’l- esved’in konulacağı yere kadar yükseltilmişti ancak, bu mübarek taşı yerine koymada kabileler arasında anlaşmazlık çıktı
her kabile kendisini diğer kabilelerden bu hususa daha layık görüyordu kabile taassubunun bütün şiddetiyle hüküm sürdüğü bir zamanda hangi kabile bu şerefi başkasına kaptırmak isterdi İş kızıştı tartışma ve münakaşa son derece sertleşti öyle ki birbirleriyle vuruşacaklarına dair yemin bile ettiler
ortalığı bir kargaşalık kaplamıştı her an çarpışma bekleniyordu çarpışma vuku bulursa çok kişi hayatını kaybedebilirdi yeni husumetler doğabilirdi
bu duruma bir çare bulmak gerekiyordu dört beş gün kabe’nin duvarlarına tek taş koymadan kabileler bekleyip durdular sonra tekrar mescid-i haram’da toplandılar birbirleriyle konuştular aralarında tartıştılar
bu arada kabileleri uzlaşmaya davet edenler de vardı kanlı bir hdisenin kopması her an beklenirken kureyş’in en yaşlılarından ebu ümeyye diye bilinen huzeyfe bin muğire ortaya atıldı taraflara şu teklifi sundu
ey kureyşliler anlaşamadığınız şu işte mabedin kapısından beni şeybe kapısından ilk girecek zatı aranızda hakem yapın o kimse bu işi bir neticeye bağlasın
ebu ümeyye’nin bu beklenmedik teklifi taraflarca tereddütsüz kabul gördü bütün gözler beni şeybe kapısına döndü acaba kim çıkacaktı kabilelerin anlaşmazlığına nasıl bir çare ile son verecekti hiçbir kabilenin gönlünü kırmadan bu işi nasıl halledecekti
merak dolu bakışlar mescidin mezkur kapısını dikkatle süzmekte idi kapıdan bir zat belirdi uzaktan fark ettiler kendisine mahsus boyu, posu ve yürüyüşüyle vakar içinde gelen bu zatı derhal tanıdılar sevinç içinde bağırdılar
el-emin, o muhammed, o onun aramızda vereceği hükme razıyız
evet, gelen muhammedü’l-emindi (a.s.m.) herkesin itimadını kazanan dürüst insandı merak dolu bakışlar bu sebeple birden sevinç bakışlarına döndü çünkü, adil karar vereceğinden tereddütsüz emindi hepsi
kureyş, durumu kendilerine anlattı kalbi gibi zihni de tertemizdi isabetli kararı vermekte gecikmedi hemen üstündeki hırkasını çıkardı peygamber efendimiz bizzat kendi ridasını bu işte kullandı
kainatın efendisi ridasını yere serdi küçük büyük herkesin dikkatli bakışları efendimizin üzerinde toplanmıştı o, örtü ile ne yapacaktı
merakları fazla sürmedi sevgili peygamberimiz (s.a.v.) hacerü’l-esved’i bu örtünün ortasına koydu sonra da her kabileden bir kişi bunun birer köşesinden tutsun istedi öyle yaptılar örtüyle konulacak yere kadar kaldırdılar hacerü’l-esved’i
ve resul-i kibriya efendimiz bizzat kendi elleriyle yerine koyarak hacerü’l-esved’i bu şerefe nail oldular bundan sonra duvar örülmeye başlandı kısa zamanda tamamlandı
böylece, Allah resulü ilâhi mevhibenin bir eseri isabetli kararıyla kabileler arasında büyük kanlı çarpışmayı önledi
bu kararıyla kendisinden çok daha yaşlı haliyle tecrübeli bulunanlardan bile daha isabetli görüşe daha kuvvetli muhakemeye daha ziyade zekaya sahip bulunduğunu aynı zamanda ilahi bir kuvvetle teyit edildiğini ortaya koymuş oldu
renginin siyah olması sebebiyle hacerü`l-esvet siyah taş diye adlandırılan bu mübarek taş kabe`nin şark köşesinde olup yerden bir buçuk metre yükseklikte kapıya yakın bir yerde yerleşikti üç büyük birkaç tane de küçük parçadan müteşekkildi gümüş bir halka ile çevriliydi etrafı
bir başka ismi, ruhu`l-esved`di bu mübarek taş semavî bir taş olup hz. ibrahim`e (a.s.) hz. cebrail tarafından getirilmişti kabe duvarına yerleştirilmeden evvel ebu kubeys dağında muhafaza edilmekteydi
kainatın serveri yüce peygamberin ben, peygamber gönderilmeden evvel mekke`de bana selam veren taşı biliyor ve tanıyordum ifadelerinin işaret ettiği taş bu hacerü`l-esved`di
* derler ki kader böyle imiş dengesiz dalgalar vuracakmış kıyılarımıza zamansız fırtınalara tutulacakmışız kimsesizler gibi sersefil dönmesini unutmuş çemberler gibi şaşırmış kalakalacakmışız ortalık yerde bırak öyle kalsın
zaten olmayan kervanları bekleye bekleye yitirdiğimiz umutlarımızın yıldızsız ve aysız gecelerinde katran kazanlarına atılışlarımızı seyrederken ziftlenecekmiş cellatlarımızın yürekleri bize elleri bağlı beklemek düşecekmiş bırak düşsün bari sen deme bunları sen kadere böyle deme
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kader diyorlar adına şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kader diyorlar adına şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yüreğinize emeğinize sağlık Hocam lütfen beni yanlış anlamayın Sözlerinizi biraz daha kısa yazsanız olmazmı , Düşün kitap bastınız bir şiiriniz 3 sayfayı kaplayacak, Esenlikler dilerim.
Şiire, şaire, güne merhaba Her zaman olduğu gibi güzeldi şiirin Bizde okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasız Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal
zaten olmayan kervanları bekleye bekleye yitirdiğimiz umutlarımızın yıldızsız ve aysız gecelerinde katran kazanlarına atılışlarımızı seyrederken ziftlenecekmiş cellatlarımızın yürekleri bize elleri bağlı beklemek düşecekmiş bırak düşsün bari sen deme bunları sen kadere böyle deme
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun inşallah 🙏 Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.
Çok güzel anlatıları,imrenle okuyorum değerli şairim sn.redfer. Kronolojik anlatımlı bir biyografi şiiri. Sevgili Peygamberimiz,arı-duru bir dil ile harika bir biçimde anlatılıyor. Müteşekkir duygularla,selam ve saygımla esenlik diliyorum.İyi ki varsınız.
Huzurla kalın, selam ve saygılarımla.