HEP BEYAZ HEP MASUM HEP DE YALNIZ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Metruk düşlerdi cihanın arka bahçesinde saklı aslında içsel güzelliklerin bir bir solduğu bir güz akşamı… İhya edendi yüreği, esen rüzgar Kardığı kadar insan önünün kandığı kadar Kaderin yolcusu bazen susan sesi yalnızlığın Göz pınarlarında saklı çaylar, dereler Derdest olmuş kalbin tek tutanağı elbet Yaratan Aşkı bahşeden yoktan var eden Sağanağın her damlası rahmetin güncesi Bir hüzünse çöken üstüme. Sevdikçe önünü alamadığım duyguların güftesi Her hikâye her şiir Adımladığım o dik yokuşu Vurgun yiyen ruhumu En çok da tutulan nutkumu Kâğıda seren Elbet Rabbin ihtişamlı varlığı belleklere kazılı O sonsuzluğun ve imanı zikreden sevginin koyu Kordan hecelerle deştiğim Kör gözlere kalbimi serdiğim Közünde aşkın köhne bir masalın Sona gelmiş sevgisi Yâd edilesi dünü mirası Aslında hayatın ve insanların mizacı Elbet miraç bildiğim umudun kırık tokası Tokuşan kadehlerden bana ne? Ya da küsen siyahın kös kös gidişi Aydınlıktır muradım ve dilemması hayatın Bir şerh düşülesi ömre Şiar edindiğim iman gücü ve sevgiye Yüklediğim anlamlar bazen yürüdüğüm dehlizde Elbet gün yüzü görmek kadar Hitabı kalemin aşkla eşleşen İtirafı yüreğin sevdikçe büyüyen Bir ima değil asla bir renktir zikredilen Hep beyaz hep masum hep de yalnız Tutanaklara geçsin yorgun ruhumun sızısı Sızan bir ışık bile yeter bana Hele ki sonbaharda yaşadığım kadar baharı Bana sunan elbet kaderin hatırşinas tınısı. Tinindeyim asaletin, sevginin Teyakkuzda geçse ömür ne ki? Tensiye ettiğim kadar tüm güzellikleri Elbet karşılaştırsın Rabbim güzel insanlarla ki Aşkın da huzurun da adresi Severek koştuğum cennet Saydığım kadar tüm cihanı Konuşlu olduğum şu tünek Varsın kırık olsun dalın mizacı Varsın kırılsın kalbim aynı yerden Tevazu ve iman yüklü güncem Elbet eseriyim ben Mevla’mın. Aza kanaat ettiğim kadar sınır tanımadığım Sevginin ve umudun varış noktası Kat çıktığım kadar evrene Hidayetin çağrısıdır ulaşan kalbime En çok da kalp gözümle sadık olduğum kadar Rabbime… |
Kardığı kadar insan önünün kandığı kadar
...............
Gül Çamlısoy
***
Felsefi edebi kiltli bir kapıyı anımsatan bir giriş cümlesi
aç açabilirsen gir girebilirsen uç uçabilirsen kanatsız
öyle ya ' ihya ederdi yüreği, esen rüzgar'
çöz çözebilirsen yürektekini
gör görebilirsen rüzgardakini
dedikya herkese göre değişen
yorma açık kapalı bir kale kapısı
en iyisi okuyup susmalı güzel derim