Şuarâ
Şuarâ oturmuş ... manzûm faslına
Uçmuş hayallerin ... mâ-sivâsına Teşbihler bî-hudûd ... acîb aslına Mecâz şaşkın, cinâs şaşkın, giz şaşkın . Şâirân taht kurmuş şer vâdisinde Meclis-i melâmet zûr vâdisinde Melânet kol gezer nâr vâdisinde Mısra şaşkın, mânâ şaşkın, söz şaşkın . Ol şâir temmuzda burçak biçmemiş Eyyâm-ı bahûrda çölden geçmemiş Yandım demiş buzlu şerbet içmemiş Ateş şaşkın, alev şaşkın, köz şaşkın . Sevdim diyor hem de lânet okuyor Bî-meâl kelâmla .... imge dokuyor Bir dürr-i güftârı ..... zifte sokuyor Kalem şaşkın, kâğıt şaşkın, göz şaşkın . İdris Esen, Eylül, 2022, Erenköy . mâ-sivâ: var olan, bilinen şeylerin ötesi acîb: acayip, tuhaf, yabancı bî-hudûd: sınırsız zûr: yalan, asılsız söz meclis-i melâmet: kınama, ayıplama meclisi eyyâm-ı bahûr: yılın en sıcak günleri bî-meâl: manasız, saçma dürr-i güftâr: inci gibi güzel söz Usta kalemlerden: Hayale getirmez yâre visali, Tîğ ü teber elde cellat timsali, Kuşanmış kelamı mavzer misali, Silah şaşkın, namlu şaşkın, gez şaşkın. // Hilaloğlu ... Şer sözcüklerine övgüler düzen Hayra geldiğinde ağzını büzen Sakar’da bulunur sizleri üzen Uyak şaşkın, dize şaşkın, öz şaşkın …Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay) |