YAYLALAR...Aştığım dağları benim sanırdım, Yaylalar, pınarlar, izimi taşır. Geçtiğim yerleri bir bir tanırdım, Bilirdim bu yerler bize yaraşır. Tadına varırdım gezdiğim yerin, İnsanlar has idi, tabiat temiz. Çamlık yaylaların havası serin, Türkçe konuşurduk, birdik hepimiz. Doğuda yaylaklar, göçerler vardı, Oba çadırları yamaç süsüydü. Koyun, keçi, sığır, katar katardı, Gözüken, kırların yaz örtüsüydü. Yörükler nisanda düşerler yola, Katır, at ve deve çekerler başı. Yaşlılar katırda, gençler kolkola, Aşarlar günlerce toprağı, taşı. Varınca beklenen yüksek alana, Kara kıl çadırlar bir bir kurulur. Tek tek yerleşilir hazır olana, Birkaç saat sonra oba görülür. Geçtim bu yerderden, âşina kaldım, Kendimi yaşadım bir ömür boyu. Gezmekle kalmadım, bin feyiz aldım, Benimdi kültürü, benimdi huyu. Bugün dağlarıma asalak doldu, Soyu, sopu bozuk, yabancı güruh. Yeşilim kurudu, güllerim soldu, Kalmadı yaylamda bizden olan ruh. O ruh kültürümdür, o ruh Türklüğüm, Olmazsa ben olmam dağda, ovada. Sarmasın yurdumu arsız kördüğüm, Ruhsuz beden olmaz bizim yuvada. Türklük bedenimiz, İslam ruhumuz, Budur temelimiz, çatımız budur. Böyle bir vatanda mutlu oluruz, Başka düşünceler bulanık sudur... 01.03.2016 Fatih-İST. Enver Özçağlayan |