karanfil kokulu izbelerde karanfil kokulu gibi tüten nefesimizle çarpım cetvelinin yanlış çarpımlarında ilk biz olalım fena mı, tahta önünde tek ayak üzerinde dudağını titreten dudaklarıyla ağlayan çocuk
bak gene camları kırıyor çocuklar şimdi kapı zillerini de çalıp kaçacaklar koşalım peşlerinden, yakalayalım ya da durun…biraz biz olalım o çocuklar tahta tüfekli asker gibi masum yüreklerimizle
açık pencereden içeri dolarken şehrin yağmur kokulu bütün ışıkları ses olup yırtalım gök kubbeyi dört yanımız güneş gibi aydınlansın saklanarak bir buğday tohumuna açalım kainatın en uzaklarında
orada boy verelim yarınlara bir türkü gibi her sabah bir yıldız gibi her gece
gün olup duru rengiyle doğalım kuşbakışı anıt olalım orta yerine şehrin sevinç çığlıklarımızla en sevdiklerimizi en yalnız gecelerde bile sayıklıyorken pür neşe kahkahalar atalım
sonra bütün saat kuleleri geçmişimizi göstermeye başlasın nehirler aksın dört yandan rüzgarlar geçiyorken parmak izimizi taşıyan duvarlardaki sloganların hepsi tutuklanıyorken tahtaya en son bizim ismimiz yazılmışken ağlasın çocukluğumuz
çalan son ders zilinin ardından anlaşılıyor ancak boş sıralarda kalanlar sıramın üstüne bırakmıştım ilk okuma kitabımı ama hiçbiri yok yerinde şimdi
elleri kurşun kalem kokan çocuk haydi tahtaya birlikte kalkalım herkesin tebeşiri elinde tahtaya yazıldıkça adımız sallansın dünya
her kelimenin sonunda biraz daha dönsün içine çeksin bizi çoğaltalım sevgiyi çoğaltalım sevinci ne kadar güzel hisler varsa
susar bazen umutları da susar hayalleri de her renkten her ırktan güleç birkaç düş ya da yaşamak ümidi susar hıfzımın bir kenarında susan çocuk güle güle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
elleri kurşun kalem kokan çocuk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
elleri kurşun kalem kokan çocuk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
çocuk toktur, acıkır çocuk açtır, doyar çocuk mutludur, hüzünlenir çocuk yoksuldur
susar bazen umutları da susar hayalleri de her renkten her ırktan güleç birkaç düş ya da yaşamak ümidi susar hıfzımın bir kenarında susan çocuk güle güle
Şiirinizi okudukça her bir mısrası beni çocukluk yıllarıma taşıdı hocam. Benim çocukluğumla ne çok benzer yanlar buldum, şimdiki çocuklara ise çok uzak kaldığımı gördüm... Harikaydı yine gönül dolusu tebriklerimle... Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...
"karanfil kokulu izbelerde karanfil kokulu gibi tüten nefesimizle çarpım cetvelinin yanlış çarpımlarında ilk biz olalım fena mı, tahta önünde tek ayak üzerinde dudağını titreten dudaklarıyla ağlayan çocuk"
Daha giriş kısmında vuruldum kurşun kalemin kurşunuyla... bu ne güzel bir tasvir bu ne hoş ve gerçeği bağıran dizelerdi böyle... hangimiz bu cezaya çarptırılmadık, hangimizin dudakları Merhum Abdürrahim Karakoç'un Mihriban'ındaki alev gibi titremedi... bu tarzın yetkili servisi olduğunuzdan hiç şüphem yoktu. yine anlam dolu, yine anlatım güzeli yine muhteşem bir mensur şiir okudum mümtaz kaleminizden. tebrikler ve de saygılar sunuyorum ustaya...
çocuk toktur, acıkır
çocuk açtır, doyar
çocuk mutludur, hüzünlenir
çocuk yoksuldur
susar bazen
umutları da susar
hayalleri de
her renkten
her ırktan
güleç birkaç düş
ya da yaşamak ümidi
susar
hıfzımın bir kenarında susan çocuk
güle güle
Şiirinizi okudukça her bir mısrası beni çocukluk yıllarıma taşıdı hocam. Benim çocukluğumla ne çok benzer yanlar buldum, şimdiki çocuklara ise çok uzak kaldığımı gördüm...
Harikaydı yine gönül dolusu tebriklerimle...
Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...