siyaha çalan yorgun düşlerim
masmavi gülecek,
kuru dallarım yeşerecek,
buselerden minik minik
papatyalar konduracağım
dudaklarına...
dudaklarımdan dökülen
aşk nağmeleri
inletecek kulaklarını,
gülüşünün kıyısına sığınıp
bir ömür geçireceğim seninle,
sesini her duyduğumda
içimden şarkılar söyleyeceğim.

sen ’’canıım’’ dedikçe
canıma can katacak
sesinin tonu
ellerim üşüyecek sebepsiz,
sen avuçlarına alıp
ceplerinde ısıtacaksın
yine eskisi gibi !...

incecik bir yağmur
ıstalacak bizi,
aynı anda dilimize
bir şarkının sözleri düşecek
’’beraber yürüdük biz bu yollarda,
beraber ıslandık yağan yağmurda’’...

ve ben hasret dolu gözlerle
yüzüne bakacağım
sen ’’ ömrümsün kara gözlüm "
diyeceksin yine...
incitmekten korkacak,
parmaklarının ucuyla
seveceksin beni
gözlerin dolacak ayrılık vakti
gelince
ve ben yine öpeceğim
o siyah gözlerinden
kırk yıl hatırın kalsın diye...

geldin ya ey sevgili !
belki de en çok
sen sevdin beni !..

(kor)