SÖYLE HAFIZ MUTLU OLSAM YAZAR MIYDIM...Düş mahkûmları şehrin tepegözünde saklı bir sihir. Gönülde saklı hutbeler ve mevsimin tatlı esintisi. Sözcüklerim var, hafız sözcüklerim diyorum Dikemediğim yaralarım bense eşliğinde hicabın Günbegün daha da k/anıyorum. Elzem bir düştür benimki İhya eden yüreği Nasıl ki hayatın demirbaşı sevgi Çıkardım zırhımı ve bekliyorum. Hüznün coğrafyası emsalsiz yürekte saklı Rotamsa katlandıkça acılarım daha da keskinleşen Bakışlarım. Huda’nın eseriyim Yalnızlığın da esiri Bakma sen sadece yazdıklarıma Daha neler saklı içinde yaralarımın. Tuş oldu kötülük Huşu içinde saklı bir hare Rüzgârın asla dinmediği bir rahle Öykündüğüm huzur ve inanç Öldürdüğüm nefsim ta küçükken Bakma da kalbin minyon hararetine Sevdikçe büyüyen bir kılavuz o. Geçtim dünden Ah, hafız: çoktan geçtim kendimden Hırpani gölgem ve ben Nazarında cihanın asla dinmeyen bir acının Bekası yazdıklarım Sahi, söyle, hafız: Mutlu olsam günbegün yazar mıydım? Uyudum ve uyandım Sersemce afalladığım bir düş pazarı Aşkla sevgiyle sakit olsun bu dinmeyen esinti Mealimi sorma Mizacımı bilen bilir bir de temiz kalbimi Sevdim ve hamt ettim madem Varsın matemle örülü olsun kefenim. Kulum azıcık huysuz Külüm bir o kadar savsakladığım dünüm Şehrin yerlisi Aşkın eşrafı saklı içimde Ah, nasıl da kördüğüm. Bir mihenk taşı ise kalem Bir nida iken esen Bir de yüklendiğim O devasa küfem. Rüştümle vakıfım güne Geçkin rüzgârın düşmüşken peşine Daha yaşım ne yasım da? Başımı yasladığım ulu çınarım Huda Koylarında göğün Sedeften sözcüklerin Karambole düştüğüm günbegün Lakin aynıyım ben dünümle Köküne sadık közünde saklı vedası vefası Arz ettiğim kadar aşkın bekası Varsın sarpa sarsın acılarım Miadım dolmadı henüz Hasretle uzandığım yolda kaldım ışıksız susuz Sustum da bir ömür bazen sevdim nasıl da pervasız Evelemeden gevelemeden sevdi hep Ruhumdaki o kara delik Uyumadığım kadar bir ömür Uydum işte kaleme Uydum bildim bileli sözcükleri Uğruna ömür tükettiğim bendeki o bitimsiz sevgi. |
Başlıktaki soruyu üstüme alınıyorum ve cebap veriyorum: Yazardınız... Siz yazmayınca mutlu olamazsınız. Bizim bildiğimiz günde iki şiir, bir yazı ve bazen daha fazlası... Üstüne onlarca şiir ve yazıya yorum, kendi yazılarınıza yapılan yorumlara da cevap yazıyorsunuz. Şahsen ben sizin kadar çalışkan bir mütefekkir tanımıyorum.
Bu şiiriniz de muhteşem, lâkin bem şiire değil, başlığa yorum yaptım, zira sizi tanımayanlar biraz daha yakından tanısınlar, diye.
Siz yazmadan mutlu olamazsınız. (Âcizane görüşümdür)
Selâm ve saygılarımla...
Allah'a emanet olun.