SİZE HASRET ÖLECEĞİM
SİZE HASRET ÖLECEĞİM
Usandım bu gürültülü hayattan anne, Beton yığınlarının soğukluğundan üşüdüm. Tekdüze vitrinler yordu gözlerimi, Okudukça, öğrendikçe acıktım anne, Bir yudum sevgiye hasretim şimdi. Şefkatine, merhametine, sıcaklığına, Sana hasretim, yanıyorum anne. Saflığa, az şeyle, çok saadete susadım, Ökçesi eskimiş çetiklerimi, delik takkemi, Yamalı pantolonumu özledim anne. Sarı öküzü, çayırdaki dut ağacını, Çilli horozu, çıpır tavuğu özledim. Toprak kokan hırkanı, çamurlu tülbentini, Çatlamış ayaklarını, nasırlaşmış ellerini, Yüzünü… Gözünü… Seni özledim anne. Korkuyorum, birgün şehir bana mezar, Okul tabutum, kitaplarım da kefenim olacak, Çile geçidinde arkamdan bir araba vuracak, Ve öleceğim, yanımda kimse olmayacak. Ruhunuz bile duymayacak öldüğümü, Belki de kimse Kur’an okumayacak, Ağlayan olmayacak başucumda, Göremeyeceğim bir daha, Ne sizi, ne de köyümü anne. Bensiz kalacak oynadığım çimenler, Hasan dedeler, Hacer nineler, Göremeyecekler beni. Mahrum kalacak komşularım, Erik çaldığım çocukluğumdan. Mızmız Ayşe’nin saçını çekemeyeceğim, Bir daha kirlenmeyecek, Amerikan bezi entarim. Isıramayacak beni komşumuzun köpeği, Yürüyemeyeceğim köyümün patikalarından, Son nefesimde sizi arayacağım anne, Babamı, kardeşlerimi, yuvamı, Kınalı ellerini, beyazlamış saçlarını, Huzur kokan hırkanı, Seni arayacağım anne. Bir garip, bir yabancı gibi, Sana hasret yaşadım, Size hasret öleceğim anne. #aslanyılmaz#sürgünadam# |