HAZİN HİKAYE
Bu hikaye,
Efsunlu şiirlerin kundağında sallanarak büyüyen, Yürek zulalarında tepinen duyguların, Senfonisi eşliğinde,hayallerle, düşlerle, Demlene demlene, nirvanaya ulaşan, Ve yerlere göklere sığmayan, Büyük bir aşkla kucaklaşan, İki güzel yüreğin hüzün hikayesidir... *** Leyla ile Mecnun, Kerem’le Aslı Ferhat’la Şirin gibi olmasa da, Sevdanın sarp yollarında, Koşarken düşe kalka, Uzun yıllara rağmen, Hasreti vuslatla kesiştirmeyen, Zalim bir zamanın vefasız kollarında, Hırpalana hırpalana,büyürken, Hüzünlü bir ney sesine benzeyen Hüzzam şarkılarla avunan yüreklerin, Zamansız sürgünlerde, Kırılır kanatları. İşte bu yüzden, Kıyısız sevgilerin, umarsız çırpınışı Mutluluğa uçuramaz onları.. *** Derler ki,tutkulu sevdalarda, Kanadıkça sarılmayan yaralar, Kangrene dönüşürmüş zamanla. İki gönül arasında, Gün be gün derinleşip, Büyüyen uçurumun ucunda Açan çiçekler gibi, Sallanırken yürekler her rüzgarda, İşte böyle melankolik bir anda İntihara meyilli duygular sarmalında, İstemsizce verilen kararlarla, Suskunun amansız kefenine sarılıp, Sessiz sedasız,vedasız elvedasız, Yürek mezarlarına diri diri gömülen Ve acısı dinmeyen, o makberin sesidir. Ölümsüz bir aşkın, hazin hikayesidir... MELAHAT ÇETİNKAYA |
Güzeldi eser, şiir tadında
Bizde okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasz
Gönlün abat olsun, huzurla dolsun, tüm şiirlerin birer ŞAH ESER vede benzersiz olsun
Şiirle kal, sevgiyle kal, dostça kal vede sağlıkla hoşça kal