Alkuş
Günlerden bir gün içinde,
Saatin kollarından biri dönünce, Güneş bulutun arkasına girince, Bir tepede bir kuş görünmüş. Adına ne demişler bilinmez, Biz Alkuş diye bildik onu, E zaten pek çokları ismiyle de anılmaz, Alkuş diye anlatacağız sizlere onu. Güneş rengi tüylerinden sıcaklar uçarmış, Bembeyaz gözlerinden kar taneleri kaçarmış, Yüzüne gülücükler saçılır, Yeşil baharlar onu andırırmış. Nehirler boyu yol alır, Yıllar boyu zamanın kollarında gezermiş. Gel zaman git zaman, En yakın arkadaşı olunca zaman, Saatin kollarında uyuklar olmuş, Yelkovanla şarkılar söyleyip durmuş. Tik-taklar en sevdikleri şarkılar olmuş, Bunlar akreple kaynaşır olmuş, Alkuş çevrelerinde döner dururmuş, Bunlar üçü çok güzel arkadaş olmuş. Ve zaman seslenirmiş çocuklara, Akıp gitmemiz gerek diye, En sevdikleri yemekleri sırtlarına Koyarmış yollarında acıkmasınlar diye. Bizim saat akrep ve yelkovan ile, Alkuş’un kanatlarına biniverince, Ve zaman rüzgarı onları sürükleyince, Yine tepeler aşmış, Ağaçlarda soluklanmış, Masalları fısıldamışlar birbirlerine. Zaman hiç durmamış, Akıp akıp gitmiş, Yeller ile esmiş, Bizimkilerin yolculuklarına zaman şahitlik etmiş. Ve birkaç sıcaklık kalmış zamandan bu yana, Bir de güzel kar taneleri, Alkuş’un gözlerinden. Elifnur Öztürk 10.06.2022 |