Bir rüyanın hatırına ,
ürperdi parmaklarım aniden .
Sema’da kanat çırpıyorken gözlerin ,
bükülmüş bulutlarından
bıraktı avucuma gözyaşlarını .
. . .
Tane tane hem de .

Milattan habersiz yıllar geçti önümden .
Okyanuslar biriktirdim ellerimde sonra .
Manâ ve madde ,
suyun kimyasında devinip durdu .
Bir rüyanın hatırına ,
istiridyemden zaman çıktı .
Esintilerin şehrinde kum saatinden askerler vardı.
. . .
binlerce hem de .

Bir destan gibi
konuşulur oldu cengimiz sahil boyunca .
Yenişemedi vakit ile zaman ,
sana bakıp sularına dalınca .

Şimdi esintilerin şehrinde ki matem
fısıldıyor kulağıma meltemin türküsünü .
Nefesin , göğüs kafesimde uçuşuyor o sıra .
Hırçın dalgalara yenik düşen tayfa
şu karşı kıyılardan bağırıyor .
-Bu topraktan doğma avareyiz .
Düşmeyin kucağına hevesin !
Düşmeyin biçareyiz !

Düştüm .

Düştüm ve
unutulup giden bir mâbedde ,
ciğerlerimi parçaladı can havli .
Bu dağlardan doğma avare ile
imzalandı suyun kavli .

Boğuldum.

Şöyle ki ;
Yirmi altıncı kurala gelince sus .
Yirmi beş kulaçta küs yorgunluğa .
Yirmi dört saat yüzsen de ,
yirmi üçte kalmasın güç .
Yirmi ikide süs ver ölümüne .
Yirmi bir dedin mi ört üstünü .
Yirmi çeşmede gasil olsan da ,
boğulmaz cesedin girdabın koynunda ki gibi .


Sanki yirmi altı yaşındaymış gibi ,
iyi ki sustun avare .


mü har f
n
i