GÖNÜL KUBBEM...Düşlerime ket vurulmuştu yüreğe de kilit. Mevsimlerden arakladım ben bu aşkı Katıksız sevdiğim değil yalan ve nefsime Elbet söz geçirdim Vardım yoktum dört beş Döşeğime serilmiş oyuncaklarım Kalantor bebekler pilli ve sevimli Yürüyen ilk bebek bendim oysa Ve meylettiğim hayallerim Hayali arkadaşlarım Sözcüklerin ırkında sazını çalan insanlar Kimi nasıl da isyankâr Bense pişekar duygularımla yürüdüğüm yolda Meylettim illa ki sevgiye Rütbemdi iyilik gönlün muradına nail sadece Mevla’m Taş taşımadım ama yorgundum Seferi yalnızlıkta mayın yüklü ruhun Göğe konuşlu bulutlarına serpildiğim Nidası yitikti insanların Nemalandığım illa ki sevgi hoş görü Uzatmaları oynayan dostluklar uzağımda Dostlarım saklı içimdeki yaylada Yaylandı zaafları kiminin Gücüm yetmese de kendim değildim el uzattığım Sevdiğim koca dünya ve imleci ruhun Farz bildiğim merhamet ve vicdan Körüklü otobüslerden indim farzı mahal Bindiğimdi yolda kalan İçerlemediğim kadar yoktu sözümde yalan Eşrafım ve uzakların kara gölgeleri Mealim nasıl ki insana özgü Sevebildiğimden öte Gel gör ki zaman yitti ansızın Yatak döşek duygular sökün etti denize nazır balkonunda Göğün kuşları ve sicimleri ayaklarına dolanan. Endamlıydı yüreğim Kürediğim her duygu bense elimde kazma kürek İnşa ettim duygulardan kendime has o cennet ki Billur sesi sevginin ve ansızın yalnız kalacağım Geçmezdi asla aklımdan Yakınından uzağından dahi geçmezken kötünün nefretin İncir ağacı dikildi otağıma Bense güttüğüm duygulardan hırpani bir bina inşa ettim Semirense göğün kara bulutları Aralıksız yağan ve zamandan arda kalan Zanlara tutuklu yüreğim Durduk yere kurşunlanan benliğim Kaydığım o eksen ki Bilemedim kuyruklu yıldız olduğumu Ne de olsa hatırşinas bir Gül’düm Dikenlerine takılı aklım uçuşan saçlarım Kelebek mizaçlıymış oysa insanlar Kardığım ve kandığım her yalan her sözcük Endamlı misafiriymişim meğer Hayal kırıklıklarının. Kırıcı olan vuruşlar Teyakkuzda dünya Seferisi sandığımın İçinde saklı naftalinli gülüşler: Yakut gözyaşlarım Yaşardığı yeşerdiği kadar mevsim Göğün bıçkın delikanlısı adeta kâfir Mümin olmanın meali nasıl ki tılsımlı bir günce Güvendiğim kadar da yüzümde açan güller Depreşen hüznünse sadık neferi Bilemedim oysa yalnızlığın dostum olacağını. Yalın bir seyir Sevebildiğim kadar insan ve erk Erebildiğim en yüksek rakım Konuşlu olduğum bulut ve ruhuma takılı ufuk Uğruna ömür harcadığım dostlarım Şirazesi kaymış bir kez benliklerin Şiarımsa illa ki sevgi Ulaşabildiğim kadar uzaklara Yakın bildiğim nice insanın düşürdüğü tuzaklara Serptiğim gözyaşım ve eksik etmediğim kadar niyazımı Nazıma sadık bir seferi Nazenin yürekte dökülenleri Yine bana sunan evreni Nasıl da sığdırdım küçücük yüreğime ezelden İtibar görsem ne görmesem ne? Kinayesi dinmeyen bir bilinmez ki Sevdiğim kadar hayatı ve insanları Yüreğimdeki sonsuz kat izi ile Sükût nasıl ki ikrardan Elbet sessizliğime namzet şiirlerim ve dualarım Duayeni olduğum kadar duyguların Yırtık bir duvaktı gök kubbe İçine saklandığım kadar gözümü sakındığım Kimse içimde başka yeri. Delişmen rüzgârsa muadilim içime ters içtiğim Bazense tersten okuduğum bir hikâye misali Nice minval izini sürdüğüm Varacağım yer de belliydi ilk günden Varsa yoksa yüce Mevla’m ve bana bahşedeceği Hidayeti beklediğim yürekten Elbet yürekten yüreğe kurduğum her köprü Günü gelene kadar üzerinden geçeceğim Sırat Köprüsünün de adeta dünyada saklı izi Gönül kubbem ve okuduğum her sure Sureti kati yalan ve riya yok iken yüreğin kitabında Kutsal kitabın izini sürdüğüm kadar İlahi Aşka meyyal duyduğum her sevgi Yeter ki taşısın beni cennete Çektiğim acıların ödeyeceğim bedellerini bile bile Vaz geçmedim sevmekten Kazandığımsa çok şey saklı dilek taşımda Rabbime meylettiğim aralıksız ne saklıysa yürek kubbemde… |
öğüt sevgi ve iözlem vardı,Hakikat vardı,
o güzel yüreğine sağlık Üstadem ,
ders vericiydi,akıcı anlamlı
kulutluyorum Dualarımla selamlarımla