Bir Elif Miktarı Sûküt ...
Bizi
Eli bağrında Doğum sancısı çeken bir annenin Özlemi ile Göz hizasında bekler şimdi vuslat Mızrağını gerip Haince ve zalimce Pusuya durmuş olsa da hâsret Heybesinde aşkı taşıyanların emeği Zayi olmayacak elbet Kına kokulu tazelerin saçlarında Efil efil Yeniden filizlenecek aşk Hüzün çiği düşmüş sabahlarda Tan utangaç yüzüyle Yeniden ağarırken Meftunu olduğumuz günler Pervazlarında gayr-ı ihtiyari Naralar büyütecek Umuda dair Dağların ardında b’aşka hayat var Diyenlere inanıp Dört nala koşmak istesekte Bir cami avlusunda Yüreğimizden derdest edileceğiz ansızın Bir köy çeşmesinden içeceğiz ayalarından sabr-ı Ve yer sofrasına diz kırıp Ekmek kırıntılarını Öpüp okşarken Şükredeceğiz İlk kez vurulmuşluğumuza Toprağa tohumlar serpeceğiz Dört mevsim bıkıp usanmadan Zeytin ağaçları dikeceğiz İncir ile kol kola İğde kokulu bahçelerde Ateş böcekleri dans ederken Seyrüsefere duracağız Aşekânın efzun dallarında Biz gideceğiz Aşk kalacak Ardımızda Hırkamızı giyinip and içmiş nice maşuklar Hasıl-ı Herşeyden biraz Bizden Çokça birseyler bulacak bu çağ İki el İki dua İki âmin Ve bir "kün" Bizi bekliyor olacak Geçmiş ve gelecek arasında Simdi bize düşen Bir elif miktarı sükût olsa da Birgün "İllâ" Liyakat - |