Pencereyi Aralayıp Dışarıya Baktım
bulutları azarlayıp içeri getirdim
yağmur yağmadı elimdeki sayfanın son durağına ismini fısıldadım değişmedi değişmek istemedi belkide bilmiyorum onun adına konuşacak değilim pencereyi aralayıp dışarıya baktım izmaritin ucu uzadı kül bayırı bir kaç çıkmaz aldırmaz oldu ağzımızdan dökülenlere kendimi toparlayıp son bir söz söylemek istedim sarkıttım sepetimi gördüğüm rüyaya ellerinizi çektim ve dudağınızda ki sevgiyi kaldırıp kollarımı sarılmak istedim karşımda duran boşluğun tuvaline kelimeler havalandı hiç duymadığım harfleri karma karışık bir serap ilikledim yakamdaki buruk makamı uyanır uyanmaz seni düşündüm kalbime aydınlatan gülüşünle. |