dam başılı çatlak kahırların kapı önü süpürgece/si yaşlı kadın yaşlarını sarıyordu kekremsi tadına iki parmak arası tütün sadece renkti bir çift sanıyordum oysa gözlerini unuttum bende ki gizli özneni yorgun mayıs kısraklarına dolanıyordum yelelerimi kıskanıyordun sen hep benim için ağlıyordun yatay vaziyette alınmış "ben" ihtimali düşlerin umut gibi gibi emzirdi kocamış da olsa bedenimi senden önce sevdim -annemi- senle de sevemedi annem beni ben ki oğul kasabaların en uzak rakımlı tepesi intihar göçmeni bakışlarımda acaba hanginiz tutacak -ellerimi-
sokaklara asılı levhalara dikkat et aslında hepsi çıkmaz -sana- ayyaş maslarında ki leylak renkli melamin tabakları kırılmaz kırılganlığını test ediyoruz karanlık suların şavkımasında sen şakısan "yine" diye ya da örümcek kadının öpücüğü lanetlese dudaklarını ses etmeden ses çıkarmam mağaranda -amcalara- çıkart beni en ince zarından tut piç gözlü çocukların gözüne ilk oyuncağı olayım dipçik sesleri edep yerlerime inliyor dipçik dip/ den türemiş mühürlü bacakların evde yokum notları fark ettin mi meyve jölesi az bunun elması kurtlu -organik ya- az/dır üfleyen gırtlağını israfil kim ki şimdi taktım kanatlarımı çek daha kendine çek yaş/ım öyle gelecek -püffff-
bir kan damlası uçkurumun iki sokak ötesinde üç kere başını bağlayacağım acının sizde ki sesini -anne/m ve kadın/ım- sonra keyfini yakacağım kahyanın avuçlarınıza iğdiş edilmiş ben/sizliğin hükmünü sürün diye...
alicengizoyunu
(ben sizi, siz olmadan sevdim...ama siz beni kendinizi sever gibi sevemediniz...)
SÜPÜRGECE:Masal kahramanı...Gece gördüğünüz kabusları siz istemeden oraya buraya serpiştiren kadın demek...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
iki kadına darağacı... ben hep hancı... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
iki kadına darağacı... ben hep hancı... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
çok karışıktı sanki dizeler ve bi kaç kez okudum bu yüzden..anneler ve kadınlar..ben şuna inanıyorum ki anneler ve kadınlarınız insanı hiç kimsenin sevemiyeceği kadar sevenlerdir..kıyamamazlık vardır her iki sevgidede..kıyaslamak bile sanki haksızlık.. yazmaktan anlamam ,okumaktan eh işte,yorumdan hiç anlamazken naçizaneydi yorumum bu güzel şiire..tebrikler ve saygılar..
yorum yapabilmek için benim sözcük dağarcığım yetmiyor artık üstadım :) ama yine, yeniden ve sürekli olarak devam eden, tekrardan sevmeyi, bir daha özümsüyorum iliklerimde saygılar üstadım
ben,tam olarak idrak etmek için bu şiir bir kaç kez daha okuyacağım..biliyorsun hem lazım hem ihtiyarım... geç düşüyor....)))
yorgun atları vururlar... keşke hayatın hazzetmediğimiz anlarını da vurmak gibi bir lüksümüz olsa hayat o şansı vermesede ben sınırları zorlamaya devam ediyorum sevgili dost... sevgilerimle..
hayır... çünkü; konuyu seçmekle ilgili düşünmüşsünüz ne yani milyonlarca zerre arasından -yok istemem bu olmasın, bu da olmaz- mı dedim... hayır...direkt "annem o benim dedim" ağzım bile yokken... bu işin teknik kısmı... kadın kısmı ise ; erkek olduğunuz zaman bir daha gelişinizde ben size tekrar hatırlatacağım, bir kadını SEÇEMEME özgürlüğünü...:))
Özelinden yazdığım yorumun üstüne yoruma ihtiyaç gerekir mi bilmiyorum bu şiirine. Öyle güzel yazıyorsun ki elin değiyor, hissediyorum biliçaltımın örtülerine. sonra bir de yazarken bile şiir gibi yazdığımı farkediyorum da işte bu yüzden daha çok düşüyorum şiirinin içine. :)
annenim;dinle beni...sen hancıyı , gecenin geçici perdesine dökerken,ben seni sevdim.Sen nice zan altında boyun eğerken zamana,ben seni sevdim.Babanı,kardeşini,seni...belki hayatımda ki öncelikler öncesi sevdim.Bu arada,kendimi sevmeyi unutmuşum,ölürken geldi aklıma ve son nefesi huzurla verdim azralinin dudağına;oğlum beni,benim yerime sever diye!Yanılmışım ya,olsun ben kadınım,kadının oldum sandım,bir zamanlar....;beni sev diye beklemedim ki,doğana ters hiç bir şeyi istememeyi senden öğrendim.Kendine bak derdin ya ara sıra;bakardım aynaya,sen...Öyle güzeldin ki aslında,ayaklarına hiç olmadık koşullarda kapanmak gelirdi,gitme diye...dersem,bilirdim ki daha da çok koşardın bir başkasına.Yoktu diğer kadınlarında aslında bir suçu.Yok aslında hiç bir kadının suçu...seni-sizi sevmekten başka!!!! Şiir güzel yazılmış,her bir kelime bin anlam ve binbir oyun ile örülmüş,kutlarım.AncakTutamadım kendimi;kadın ki hele de anne ise;asla kendini sevmeye fırsat bulamaz.Ve bu açıdan da bakılabilseydi keşke dedim okurken,özür dilerim had sınırımı aştıysam,saygılarımla.A.gül
olur mu hiç...ne demek...mutlu ettiniz beni... annem okuduğu zaman daha da mutlu oldu yorumunuzu..."aferin" dedi bana... ben ki bir aferin için beş yıl okudum onun sınıfında ...ama demedi tabi...şimdi söyledi...yazdığım için ve sizde yorumda bulunduğunuz için "aferin" dedi annem...
bence de han'ları koruma altına alalım... zaten hancı dediğin nedir ki olasılıksız dahilinde basit bir acı oysa han nedir ki han ziyaret edilmekten başka herkesin acısın ı saklayan... ... bence de alalım...
hep bi hikaye diyorduk ya hani, bir hikaye; hayat iki kadın ve iki adam arasında dolanıyordu hep.. yardan geçirmeyip serden döndürmeyen heyecanlar vardı dörtnala, bize düşen saygıyla kutlamak olmalıydı, ve böyle de yapın dedi Morella..
"bugün en önemli gün," dedi, ben yaklaşırken; "yaşamak ya da ölmek için en önemli gün. toprağın ve yaşamın oğullan için güzel bir gün -ah, göğün ve ölümün kızları için daha da güzel!" ... bende sizi öptüm ve devam ettim...
"ölüyorum,ama yaşayacağım"
bu bile sizi sevebilmem için morelladan daha sebep...
Dostum sanki iki perdeli güzel bir tiyatro sahnesi izledim kaleminden bedavaya geldi ama Ankara'da telafi ederiz... şaka bir yana ustaca işlenmiş güzel dizelerdi beğeni ile okudum saygı ve sevgilerimi yolluyorum Ankara'dan dostum...
bir kan damlası uçkurumun iki sokak ötesinde üç kere başını bağlayacağım acının sizde ki sesini -anne/m ve kadın/ım- sonra keyfini yakacağım kahyanın avuçlarınıza iğdiş edilmiş ben/sizliğin hükmünü sürün diye...
reçete ile aldığımız ilaçların veya vitaminlerin muhtevasında tüm elementlerin oranı verilir ama adını sevgi koyduğumuz olgunun içinde neler olduğu çözümlenmemiştir henüz bu fenomen analiz edilse bile kişilere göre görecelik taşıyacağı sonucu kaçınılmazdır bir annemiz var bir de kadınımız acaba bizi na kadar seviyorlar veya sevdiler bence bunun iki cevabı olabilir
1- hissettikleri kadar 2- İçindeki sevgi kavramlarının muhtevası kadar keşke kendileri kadar sevme olgunluğunu gösterebilse herkes bütün kargaşa kökten çözülürdü belki
şiir de bunu haykırdı ustaca ve enfes, estetik bir dille
teşekkürler her birinize...