ESKİ HATIRALAR
ESKİ HATIRALAR
Köy odalarında muhabbet koyu İki lafın belin kıranlar vardı Güze bekletip de şenliği toyu Düğünü derneği kuranlar vardı.. Kepez takılırdı gelin başına Sürme çekilirdi gözün kaşına At üstüne binmek gider hoşuna Üzengilik buzağ alanlar vardı... Pınara ıslardık katığı, yağı Baharda kazardık teyeği, bağı Başı dimdik duran Engizek dağı Yaylasına çadır kuranlar vardı.. Köylüm orak ile ekin biçerdi Yaz gelince yaylalara göçerdi Aç mısın demeden sofra açardı Misafire kıymet verenler vardı... Deste çekilerek harman yapılır Anadudla yaba omza atılır İmece usulü keşik tutulur Harmanı düvenle sürenler vardı.. Ateş yakılırdı tarla başında Kavurga pişerdi ocak taşında Mal malel güderdik çocuk yaşında Azığı beline saranlar vardı... İncirin sütüyle teleme çalıp İnatçı merkeple yollarda kalıp Koyun otlatırken hayale dalıp Şehiri düşünde görenler vardı. Dere kenarından yarpuz toplardık Yaşlıları ihmâl etmez yoklardık Kışlık pendiri tulumda saklardık Aman ne tipiler, boranlar vardı.. Bacım kazan kurup ateş yakardı Bakır teşt içinde pırtı yıkardı Onca çamaşırı elde sıkardı Don yıkarken tokaç vuranlar vardı... Anam ağ yün ile kirmen eğirir Yüklüler tarlada çocuk doğurur Kızlar on yaşında hamur yoğurur Balta ile odun yaranlar vardı... Söğütün dalından yapardık düdük Bizim çil horozu kesip de yerdik Buğdaydan nohuttan pişirip hedik Konuya komşuya verenler vardı... Koruk terletmesi ne de datlıydı Bir sülale vardı daim bitliydi Evimizin önü urmu dutluydu Çırpmak için yaygı serenler vardı... Toprak idi damlar, kışın akardı Eskiyen mertekler çürük kokardı Odunu olmayan tezek yakardı Vicdanına hesap soranlar vardı. Ne uçak bilirdik, ne vapur, gemi Gökkubbe altında sohbetin demi Gurbete düşerdi gençlerin tümü Acı acı öten trenler vardı... Yalakda sulanır kuzu koyunlar Güneşin altında yanık boyunlar, Sinsin ateşinde nice oyunlar Oynayıp halaya duranlar vardı Gara lastik yoksa firez batardı Güllerinde dertli bülbül öterdi Yaz geldimi nohut , pakla yeterdi Ömrünü tarlada verenler vardı Şeleği sırtında çeker yükünü Kışın herkes takar idi börkünü Pinniğe bastırır tavuk gurkunu Nice telef eden gıranlar vardı Garip Nurgül köyün hasretin çeker Gönül bahçesine özlemler eker Uzaklara dalıp boynunu büker Kalbinde matemli törenler vardı.. Nurgül KAYNAR YÜCE/ K.MARAŞ |