her sabah binlerce çocuğun yetim kaldığı yeryüzüne açıyoruz gözlerimizi yakıp yıkılan şehirlerin harabe görüntülerine kül olup kavrulan insanların sayısına alışa alışa başımızı yastıklara koyuyoruz
uyuyoruz talihsiz seslerin ninnisiyle uyuyoruz uyanık olmanın ağrısını göze almaktan korkarak oysa bir yerlerde bir yerlerde tüm insanlığı uyandıracak bir cümle olmalı o cümleyi duyana kadar uyumamalıyız oysa
her şey normal sanıyoruz bize giydirilen deli gömleğine razı gibi oysa yırtılmalı artık o gömlek kesip atmalıyız rüyanın akışını o cümlenin gürültüsü gelene kadar
hem ağır bedel isteniyor bizden hem acil , hem zaruri sancısız bir sözün yüreğine göç edelim isteniyor oysa devrimci sözler söyleme vaktidir şimdi gizli acıları seslendirecek söz dağarcığı lazım bize sözün kalbinden kelimelerin sancılarını hissedecek dudaklar lazım
nefeslerimizden sıtmalı heceler dökülmeli heyecan içinde kıvranan cümleler ateşli, can alıcı, aceleci olmalı bir ömür boyu can pahasına taşıdığımız nefesler olmalı yok mu yoksa
bekliyoruz loş gölgelerde sığınıp vaktin göğsüne gölge gibi çoğalmayı bekliyoruz yürüme inceliği düşmüyor aklımıza keskin bir bıçak gibi kanadıkça kana bulanıyoruz yaralarımız daha çok acıyor ağrısı dayanılmaz apaçık yaralarımız kanıyor
kendi ellerimizle yok ediyoruz son ümidi biricik ışığı tek gerçeği
şuurumuz giderek yağmalanıyor bigane kalıyoruz dayanılmaz acılara soğuk yüzlere baka baka olağanlaştırıyoruz can kayıplarını ümit yıkımlarını
yeter diye haykıran kesip atan öfkelere yer yok mu yüreklerimizde nasıl da unutmuşuz hakikati haykırmayı bir nebzede olsa yok mu yer yok mu yüreklerimizde nasılda susamışız oysa
şimdi kendimizi mahcup etme vakti yüreğimizi mahzun etme vakti ruhumuzu giyindirme vakti yarınlara ümit olacak bayramlık elbiseleri canla başla gerçekleştirme vakti hayallerimizi böylece utandıracağız aynalarda ki suretlerimizi birazcık
gökyüzünde ki uçurtmalarımız vuruluyor bir yandan hayat devam ediyor içinde bulunduğumuz dünya dönüyor yaşamadan bilemiyoruz hangi yağmurda ıslanacağımızı üstümüze damla yağmur düşmeden hazin hazin sesler duyulmadan göklerde
şimdi şehirlerde bir yabancı gibi sıkılıyoruz kökü toprakta kalmış kesilmiş bir ağaç gibi ıstıraplar yaşıyoruz öncesini sonrasını hüznü zevk edinenler gibi
bir şarkı tutturacak kadar gücümüz yok memleket özleminden yaşadığımız sevdalardan yürek yaraları da dahil hepsi bir kitap gibi çatıları örtülü evlerde yapayalnızız ahşap çıkmalı geniş saçaklı konaklarda beyzadeler gibi oturuyoruz
yüreğimize düşürülen korkularla kuyumuzu kazıyorlar yüreğimizin merkezinde her ateş cehennem gibi eriyip bitiyoruz
yürünen yollar dikenli diye vazgeçilir mi yürümekten dikenler içinde diye gülden vazgeçilir mi hiç oysa koklamalıyız hayatı nefes nefes en az bir gül kadar en az yaşamak kadar
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yer yok mu yüreklerimizde şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yer yok mu yüreklerimizde şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Savaş...savaş...savaş.. Yüz yıllar içinde insanlığın kahreden musibetleri den en büyüğü... Emperyalist zihniyet,dünya'nın para ağaları Savaşları çıkarıp onun sonunda nema'lanma Çabalarında,insanlığın çektiği azap ve zorluklar hiç te umurlarında olmaz. Dün Orta doğuda,bu gün Ukrayna'da yaşananlar hep ayni amaç ve doğrultuda uygulamalardır. Değerli dost sn.redfer bu harika şiir benim ve bütün aklıselim sahibi insanların gönül tercümanıdır diye düşünüyor ve addediyorum.Şiirin her dizesi,her düşüncesi gönlümden geçenlerdir. Kutluyorum sizi,esenlik dileklerimle,saygıyla.
Değerli kaleminizden sayfanıza güzel bir eser düşmüş anlatımıyla harika bir eser okudum yüreğinize sağlık nice güzel eserler yazmanız dileğiyle kalemin daim ilhamın bol olsun selamlarımla kalın sağlıcakla
Seyir halinde olan bizleriz biz seyirciyiz. Kimse bizden açıkça seyirci olmamızı istemedi ama yıllarca bize seyircidendi. Bizde hayran hayran ettik seyran. Özendi kıskandık. İnsanın her şeyi yapabileceğini, insanın başına her şeyin gelebileceğini, her şeyin doğal olduğunu, her şeye önce itiraz etmeyi, sonra kabullenmeyi... Önce hayret ettik, sonra alıştık. Her şeye alıştık. Zeki hırsız haberleri görüp sahtekarlıkla zekayı zihnimizde bağdaştırtık. Cinayetleri, ağlayan insanları, yanan ormanlar görmeye alıştık. Filmlerde gördüğümüz bomba sahneleri yüzünden gerçek savaş görüntüleri bizi etkilemiyor artık...
Yürek sesiniz var olsun kıymetli şairim Her şeyi hazır önümüze konmasını beklediğimize elimizi taşın altına koymayı eriniyoruz sanıyorum. Saygı ve selamlarımla sağlıcakla kalınız
"gökyüzünde ki uçurtmalarımız vuruluyor bir yandan hayat devam ediyor içinde bulunduğumuz dünya dönüyor yaşamadan bilemiyoruz hangi yağmurda ıslanacağımızı üstümüze damla yağmur düşmeden hazin hazin sesler duyulmadan göklerde"
her bölümü dura dura ibretle ve de imrenerek okudum. nutkum tutuldu desem tevatür değil...bu kadar insanlık adına duyarlı, özgürlük sevdalısı, canlı hayranı ve de her türlü sevgiyi saygıyı içinde barındırabilen asil yüreği yürekten kutluyor, ayakta alkışlıyorum...
NOT: sanırım sistemde onarılması zamana bağlı bir takım rahatsızlıklar var...dün hiç girememiştim bu gün de üstatlarıma bir teşekkür bile edemiyorum. Admine şikayet ettim lakin sonuç alamadım. lütfen bağışlayın kardeşinizi...
Yüz yıllar içinde insanlığın kahreden musibetleri den en büyüğü...
Emperyalist zihniyet,dünya'nın para ağaları
Savaşları çıkarıp onun sonunda nema'lanma
Çabalarında,insanlığın çektiği azap ve zorluklar hiç te umurlarında olmaz.
Dün Orta doğuda,bu gün Ukrayna'da yaşananlar hep ayni amaç ve doğrultuda uygulamalardır. Değerli dost sn.redfer bu harika şiir benim ve bütün aklıselim sahibi insanların gönül tercümanıdır diye düşünüyor ve addediyorum.Şiirin her dizesi,her düşüncesi gönlümden geçenlerdir.
Kutluyorum sizi,esenlik dileklerimle,saygıyla.