Korunaksız bir güvercin süzülüyordu baharın tutkusuyla Atmacanın keskin gözlerini davet eder gibi ulu orta Yumuşak etine saplanacak o güçlü pençeleri özlüyordu belki İçten içe çakırdikenleri gibi usulca etine gömülüşündeki acıyı
Oysa güneşi solduran yüzündeki o iki kristal tanesi İhtişamla ışıldarken, bulutlardan çaldığı buğu titriyordu Titreyen tüylerine hâkim olamadığı gibi Hâkim olamıyordu yüreğinin titreyişine
Yalnızca bir gün batımı kalmıştı başlangıcın sonuna
Suyun kalabalık gürültüsü kirletiyordu bildik bir dünyayı Balıkların yakarışlarını gömerek suya; bilinmeyen bir dilde Siyahtan beyaza ışıltılı bir köprü uzanacaktı her parçası bir sözcükten ki Daha ilk adımda dilsizliğe hapsolmuştu sözcükler; keşke kör olsaydı Hiç değilse içindeki volkandan hırçın bir şelale gibi akan Kelimelerden lavlar kendisini yakmayacaktı Kan kokusu almış köpek balığı gibi tekrar tekrar, Gelişi güzel saldırıp durmayacaktı anlamlara Şeytansaçı gibi sarmalanmıştı bedeni, sanki yaşam kanalları tıkanmıştı
Ve vuruldu güvercin bedeninden önce kan düştü yeryüzüne Kaderin tükenmesi demekti kan, başlangıca dönmek Yaşamın gerçek dışı çeşitlemelerinden sıyrılmadan Aşk uğruna sonsuzluğa uzanmak, inandıkların uğruna yalnız
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yalnızca bir gün batımı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yalnızca bir gün batımı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.