Ağlıyor; Kadın, Adam ve Çocuk
Kadın; ağlıyor;
Başını yere gömercesine hıçkıra hıçkıra -belli ki sevgilisi- Ve bir adam; Hüznün girdabında boğula boğula -belli ki arkadaşı- Ve bir çocuk; Kadının eteğine tutuna tutuna -bin yıldır babasız kalan- Kadın… Adam… Çocuk… Ve çocukla beraber mahallenin bütün çocukları Gözlerinden -iki demir bilye gibi ağır- gözyaşları damlıyor yere Kadın… Adam… Çocuk Ve çocukla beraber mahallenin bütün çocukları Terk edilmiş bebekler gibi ağlıyoruz; yanarak-yıkılarak Yağmurlar birikiyor gözlerimizin göğünde İçimizi çeke çeke canımızı damlıyoruz yere Dudaklarında bağdaş kurup oturan Ve yaşamak kadar güzel olan o son gülümseyiş Öksüz kalan aşk… Yarım kalan düş İçimizde ayrılıkların dayanılmaz hasreti Dudaklarımızda “Çav Bella” -en çok sevdiği şarkı- Kadın… Adam… Çocuk Ve çocukla beraber mahallenin bütün çocukları Kirpiklerimizi kuşkanadı gibi çırpa çırpa Daha dün, yaşamak kadar güzel gülen Bir yoldaşın ölüsünü -dudağında ince ve alaysı bir gülümseme var gibi hala- Yağmur bulutlarının üzerine kaldırıyoruz Her yağmur damlasında Başımızı göğe çevirip hatırlamak için gidenleri… Yorgunum… Ah, evet! Ölenleri omuzlamaktan ve ağır bir yük gibi taşımaktan anılarını Üzgünüm… Ah, evet! Kadın… Adam… Çocuk Ve çocukla beraber mahallenin bütün çocukları gibi… Hüzünlüyüm… Ah, evet! Ölgün sarı yapraklar… Ve yapraksız dallar gibi Tepeden tırnağa sonbahar olacağım bu gün Yağmurlar kuşanacağım Gidenlerin saçına… Yüzüne… Ve ellerine damlayıp Paydos zilinde dağılan çocuklar kadar çok her bir yana dağılıp gideceğim… Mayıs 2019 |