YA İKİNDİYE ÇATMIŞSA ÖMÜR
Yaradan Asra yemin eyledi
Ziyanda mı karda mı nerdesin ömrüm? Salih amel, sabır, hakka davette Eğilme, büzüşme doğru geç ömrüm Bu sabah çocuktum, öğlen yağızca, İkindin, olgunca durup düşündüm Ne kaldı geriye hiç bilmem amma Durmak yok yürürüm yönüm akşamca Zaman bir rüzgarmış eserek geçti Bu rüzgar içinde ne günler geçti Belki buruk, belki de sevinç şımarık, Her ne yaşadımsa arkaya geçti, Silinmez, değişmez ve de kaybolmaz Sağlam bir zabıtla kayıta geçti. İkindiden öğlene dönemez ömrüm Her pişmanlık bir ok, deşer yaremi Bin keşkem bir iyi ki dedirtemez ki Mazide asılı her şey, güne çare mi? Yıkıl nefsim, kalk iyilik, Akşamlara uzanarak gel, Gökyüzü dürülmeden, toprak kusmadan Dağlar pamuk gibi atılmadan gel, Öyle bir boyaya boyan ki ömrüm Rabbimin rızasına dokunarak gel. Ey sahibim, Yaradanım Sen çare, sen umut, sen sığınağım Mahşerde beni mahzun eyleme Defterim verilip “oku!” denirken Herkese beni mahçup eyleme. İkindiden akşama dönük ömrüme Huzur ver, rahmet et gazap eyleme Razıyım de sevindir, firak eyleme.. firak eyleme… |