BİR SENSİZLİK
BİR SENSİZLİK
Yıkılmadım... Yaşamın her zorluğuna, Göğüs gerdim. Kartallara yem oldum, parçalanmadım. Dimdik ayaktaydım inan. Kahvelerde kağıt oynarken yaşıtlarım, Ben, simitçilik yaptım sokaklarda. Tombul teyzelerin çocuklarına, Uçan balonlar sattım, Parklarda... Tepinirken akranlarım diskoda, Ben hayatla oyun oynadım. Hem de en rezil perdeyi. Ama yılmadım sevdiğim ! Bir kez olsun, kendimi kaybedip, " Bu nasıl bir yaşam " diye Haykırmadım... Beni tek sen yakabildin. Sadece sen becerdin bu işi. Beni, yokluğun bitirdi be Sibel ! Sığınaksız şehirlerde, Sağnak yağmurlara yakalandım, Islandım... Gidecek bir evim yoktu, Güneş ışığında kurulandım. Titremedim, hastalanmadım. Beni bir sensizlik hasta etti. Senin aşk sağanağın, Titretti beni, Sibel ! Çürüdüm... Gıda oldum körpe fidanlara. Ay oldum gecede, Güneşi kovdum. Işığımı yansıttım Sonsuz okyanuslara. Pencerelerde buluştum Uykusuz insanlarla. Bir seninle buluşamadım Sibel ! Bir senin odana doğamadım. Fahişeler sevişirdi kuytu köşelerde, Yaklaşmadım... Yemin ederim hiç birine ilişmedim. Parasızlık değil, İlişkinin soğukluğu korudu beni. Tanımadığım yabancı vücutların, Garip tekdüzeliği, Engel oldu günahıma. Ama rüyalarımda, Aldırmadan hiç kimseye, Dert etmeden geçmişi geleceği, Nikahsızca, doyasıya, koşa koşa Düşünmeden, Hiçbirşeyi dert etmeden, Günahlarımı ve yanacağımı Hesap etmeden, Elele, Parmakların parmaklarımda, Sımsıkı sarılarak dolaştım seninle. Yani şunu bil ki Sibel, Hiç işlemediğim günahları, Senin desteğinle, Senden habersiz işledim. Ve sonra Sibel Sende, Özlediğim şehirin bahar kokusunu, Hasretini aradım. Kitapsız dersler işledim. Çalgısız türküler söyledim. Trafik sorunlu caddelerde, Pejmürde ve traşsız dolaştım. Ama bunların hiçbirini Asla sensiz yapmadım Sibel ! Beni aldatmayacak, Karşılıksız ve içten içe sevecek, Bir dost isterim demiştin birgün. Kendimi aday yaptım isteğine, Kişiliğimi, herşeyimi verdim. Ömrümden günleri çalmak pahasına, Yaşamadan, soluk almadan, Yüreğimdeki çarpıntıyı duya duya, Yirmidört saat seni düşündüm. Tuhaflaştım, dalgın oldum. Seni her görüşte, için için, Üzerine güneş doğmuş Bembeyaz bir kar tanesi gibi Eridim... Irmak olup sana aktım. Ama bir kez olsun, Tek bir saniye olsun, Kıymetimi bildiremedim be Sibel ! Sana olan hasretimi, Kelimelerle, içimden boşaltmayı denedim. Ama sen kaynak oldun, Coşkun bir pınar oldun. Ben boşalttıkça sen fışkırdın. Yine yenik düştüm aşkına, Beni bir daha yendin be Sibel ! Ne olur bundan sonra ; Yeşil gözünü ve kumral saçını, Endamlı yürüyüşünü, hoş bakışını, Benden esirgeme. Sensiz fakir olan şu kalbime, Sevgi cüzdanından, Yaşayacak ve yıkılmayacak kadar, Bir sadaka ver Sibel !.... Yahya TOPAL 1997 Kırıkhan / HATAY |