HAYAT VE ÖLÜM
HAYAT VE ÖLÜM
Ömür yolculuğuna ağlayarak başlarsın El bebek büyütülür, gülücükler saçarsın Minicik parmakların, gülpembe yanakların Şu yalancı dünyadan sen de gelir geçersin. Kanat gerer ailen serpilirsin, büyürsün Birkaç sene geçince adım atar yürürsün Odalarda fır dönüp koştuğun günler biter Sokağa indiğinde hayat neymiş görürsün. Oyun arkadaşların topunu alıp kaçar Küçümsediğin kişi her şeyde seni geçer Zamanla anlarsın ki yaşam garip, muamma Ömür denen tünelde şaşkına dönmüş "beşer" Çocukluk devresinden gençliğe evrilirken Ses telin kalınlaşır, olursun şimdi ergen Ayağın yere basmaz, babanı beğenmezsin " Sen herşeyi bilirsin " havaya girdin erken. Onbeşli yaşlarında koşarsın tutulmazsın Büyüğünle konuşmaz, sohbete katılmazsın Öyle zannedersin ki dünya seninle döner Belki farketmemişsin, yenilir yutulmazsın. Onsekizine gelip liseyi bitirince Duyguların zirvede, kralsın sen kendince Başın göklere değer, koşar adım yürürsün Şeytan kibir akıtır ruhuna ince ince. Üniversite ile sonsuz özgürsün belki Zirvelerde yaşarsın " gençlik " denilen zevki Ama sonraki günler, iş derken geçim derken Ezilir yıpranırsın, kayıp edersin erki Takatsiz kaldığında hafızan da zayıflar Bedenin bîtap düşer, başlar inleme, ahlar Dizlerin tutmaz olur, iner gözüne perde Yürürken yorulursun, saçına düşer aklar. Daha dün çocuk iken bugün oldun ihtiyar Koşman mazide kalmış kulağın ağır duyar " Doktor bana bir çare " desen artık nafile İri cüsse bedenin şimdi bir kabre sığar Son bulmaz anla artık yapıp edeceklerin Yolunu gözler gayrı börtü ve böceklerin Boşuna yıllar boyu çalışmış ve yığmışsın Abbas yolcudur sanki var mı güzel eserin ? Yahya TOPAL Kırıkhan / HATAY |
Şiir her zaman ki gibi güzeldi
Biz de okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasız
Sonsuzluğun sahibine emanet olasın, şiirle, sevgiyle, dostça ve de hoşça kalasın.