BİR RESSAM BİR TUTKUBir balalaykası vardı birde aklı İki şehrin arasında musikiye bir kasabadan daha ıraktı Nişanlı bir kadına duyduğu alınganlıkla Yüreğine mütevazı bulduğu her şiiri dokundurdu Şaşkınlığına yaşadığı çekingenlikle her sevdasında Pirincin tanrısıyla tanışırdı Her sakal bıraktığında kendisine bir ad daha takardı Dirilişin göbeğinde gebeliği kınarken Dili sımsıkı bir erkek şehvetinde çözülürken Erotizme sakalını sıvazlarken ulaştı Kavuştuğu maden kömürüne sardığı şiir hakimiyetiydi Kıskanç ve uğursuz Hüznün döşeğinde siyahlara bürünmüş Keman elinde titrerken Anadan doğma yakınmalara düşman kesilirdi Zehir içen bir Yahudi olmak yok tarihçinin çağdaşlığında Her bir paskalyada aşklara Henüz erken der nisan yağmuruna tökezler ademoğlu Belki de aşkın gömleğine girince Bir Stockholm sığınağına uğramadan Oslo’nun kıyaklığın da İbsen şöhretinde tutuşanlara Hayalperestliğin cüzdanından Düşmanlık yok alemin kader perdesinde Kokusuna kelime körlüğünü yakıştıran Her ayıba tutsak alınganlığında bildiklerine Kâhin olasılığıyla filizlenen dualarına Cesurluğun asaletinde Durgunluktan da daha kasıtlı bakardı Şiirin sultanına buyrukta Şehrin sularında, kıyılara ağırlanmadan evvela Manevi ne varsa doğuştan Dudakları küle bile ıslak bakardı Şehirlinin aklına o çok şaşardı. |
İki şehrin arasında musikiye bir kasabadan daha ıraktı
Nişanlı bir kadına duyduğu alınganlıkla
Yüreğine mütevazı bulduğu her şiiri dokundurdu
Şaşkınlığına yaşadığı çekingenlikle her sevdasında
Pirincin tanrısıyla tanışırdı
Tebrik ederim
Yüreğine kalemine emeğine sağlık