SUSUZ BİR ÇAM FİDANISolarken yüreğim ellerimde aheste aheste gitmek geliyor içimden suskunluğunu dinlerken de kal diyorum içimden kurtlarla savaşımız zaman ile yarışımız sürerken Elif gibi dimdik ayakta durup vav gibi eğilip secdeye dökerken anlımızdaki karayı Nasuh bir tövbeye sarılıp ağlamak geçiyor içimden hissettiklerimin suretini görmeden gönül duvarlarımı yıkamıyorum Aşk diyarında dil hükmünü veriyor takılma diyorum içimden Rüzgârın sesiyle buse konarken yanağıma yağmura dönüşüp akmak geçiyor içimden kalbimin zikrini ağır ağır işitirken, mistik bir dalgalanma korkutuyor nefesimi Duruyor zaman ki deminde Aşk vaktidir Maşukiye ormanında dolaşırken bir fidan olayım bende kök versin ebedi olmayan vücudum dallarında konaklayan Aşk için yanan gönüllüler uçmak ister Ebabiller gibi kaldır sis perdesini dağlarının kaldır gözlerimizin mührünü Güzelliğini görmeli herkes karlı desenlerine basmadan yürümeli yeryüzünde Ey Maşukum, eğildim bak ağaç gibi, serildim bak kum gibi, avuç içimde süsledim kendimi. susuz bir çam fidanı gibi kozalaksız cır cır ötüyor kalbim Ölmekmidir kıyametim Sur sesini beklerken Hu diyerek Ayşe caniberk Gümüş kalpler |