Belki Bir Gün
Yine baş başayız
Ben ve bendeki sen Gözü yaşlı bulutlarla Bir fincan kahve eşlik ediyor Kimsesiz yalnızlığımıza Radyoda katılıyor bize Toygar’dan Nergis’le Elimde Nazım Yine sen geliyorsun aklıma Düşlerimde var olanı Yüreğinde gördüm Ruhumun yansımasını gözlerinde İmkansızımsın biliyorum Fakat her doğan gün Yüreğine doğru Aşktan halatlarla çekiliyorum Gözlerin hapsediyor kalbimi Ne yapsam da Esaretten kurtulamıyorum Günler, yıllar geçiyor Mevsimler değişiyor Sensizlik çoğalıyor içimde Seni görmek ümidiyle Bahanelerimi tüketiyorum Bir gün daha doğacak Ve ben yine sensizlikle Radyo eşliğinde, yalnızlığı Paylaştığım hüzünlü bulutlar ve kahvemle Elimde Edip Yine sen geleceksin aklıma Sana sürgün ruhumdan Sızan suskun yaşlarda Sessiz haykırışlarımla sana aşkımı duyuramamanın Verdiği hüzünle Geceyi güne Günü geceye katacağım yine Belki bir gün Ya sen de aşkın aynalarında Görürsün beni ümidiyle Aynı yerde seni bekliyor olurum Ya da son beraat umutları da tükenmiş Bir mahkûm misali Ne ölü ne diri Sensizliğin koridorlarında Volta atarak Mevsimleri bile fark edemeden Sonsuz sonumu bekliyor olurum *Gülhanım* Öyle, Ya da böyle olurum. Belki bir gün, Yüreğine sessizce, Ve, Gizlice, Bir güvercin olup sokulurum... Vakti heba eden tüm düşüncelerime, Saklı göçlerime vurduğum kirli heybeme, Hele ki, Bir çöl soğuğunda kalakalmışken, Sönen ateşte, Hayalimden usulca yiten gözlerine, Kahrolur, Kahrolurum... *Değerli şair Kenanfaik’in yüreğinden dizeler* |