Uykusuz Bir Gecedegece hangi vakit, saat kaç taş yastıklı, pıtraklı yatakta ölü gibi yüzüm tavanda tek başına kapı açık, cam aralık perdeler usul usul sallanmakta loş bir aydınlık, belki de alacakaranlık ay mı var acaba ya da sokakta bir lamba öyle tek başına ve ince bir ışık arsızca odama sızmakta çarşafta, yastıkta, mor boyalı duvarda ama çocuksu masumlukta ve mutlulukta öyle bir oyun oynamakta uyuyamıyorum ayaz mı var dışarıda titriyorum üşüyor muyum yazbaharda bilmem ki kar mı yağdı oysa yapraklar sararmadı, hala yeşil dallarda ağzım yumuk, dilim tutuk, düşünceler kör karanlıklarda ve göz kapaklarım inadına isyanda zor dostum zor, uyku yok gelmedi bu gece gene yok uzakta karlı dağın başında, çöldeki vahada, yeşil bir ovada baharda, yazda, sarı sıcaktaki sokakta ıhlamurlu parkta bir bankta mavi sulardaki yakamozda gölbaşı, dere kenarı, uzun çayırda ak çiçekli papatyada, gelincik tarlasında, salkım söğüdün dalında köydeki dut ağacında, mor üzümlü salkımda, kan kırmızısı narda atın yelesinde, ceylanın sesinde, kırlangıç gagasında ev arkasındaki güvercin yuvasında çok yakın, yanıbaşımda meze tabağında, mey kokusunda, içki sofrasında karşı binanın balkonunda bilmiyorum belki de bir yosmanın koynunda zor dostum zor, uyku yok o yok dün yoktu, bu gece yok, belki yarın da gözkapaklarım isyanlarda gelmedi bak kim bilir hangi cehennemde ve çözümsüz bir sürü mesele yan yana, ardı sıra, gide gele, kancık bir yarışın içinde katar katar peşi peşine birini çözsen nafile, diğeri hemen ensende gündüzleri didinişte kaçsan kaçamazsın ki, geceleyin düşte, düşüncede zoor zor uyku yok gelmedi gene bilmem hangi cehennemde kalkıp gitsem cigara içsem balkonda, tüttürsem geceye bir bardak şarap istesem birisinden içsem yetmez, fondip etsem, şişeyi devirsem sonra kendimden geçsem ve ben de devrilsem yoksa sokakta mı gezsem don gömlek deli gibi yürüsem yalınayak pabuçsuz ve çorapsız bir saçak altına girip çömelsem köpeklerin peşine düşsem mesela arsız arsız kedilerle konuşsam soğuk damlarda selamlaşsam baykuşla isli bir bacada iki kanat istesem ebabilden mesela veresiye desem mesela uçsam göklerde kuş misali ya çok geç tren kaçtı vakit gece ve herkes dinlencede borç da istenmez kimseden bencilce ve düşüncesizce uykusuz bir gecede sessiz ve kimsesiz resimler mi; bir belli, bir belirsiz ve en önemlisi sensiz mesela bırak diyor kendim kendime, boş ver bekleme yar mı gelmedi, uyku mu, yani huzur mu gelmemişse gelmesin boş ver boş ver be sal ipini uçurtma gitsin aç kollarını çocuklar gibi dön ha dön haykır küfret ıslık çal tespih çek ya sabır diyerek sakız çiğne kime ne oda boş, yatak boş, sağın solun kahır çiz üstünü hepsinin, bitsin yeter de, sana ne yastık taş, döşek pıtrak, yorgan ıslak sana ne Çin’den, Hint’ten, Okyanus ötesinden sana ne selden ve depremden sana ne deli dünyanın bitmez tükenmez derdinden at her şeyi demir parmaklıklar ardına kapat, hapset hepsini kör zindanlara lağımlara, amonyaklara, nem kokularına kurtul bir türkü bir türkü söyle kendine kendi kendine, inadına sessizliğe, sevgisizliğe sazsız, sessiz, neysiz ve nefessiz aç radyoyu türkü dinle mesela bir şiir yaz bu arsız geceye mesela sevgi üstüne örümcek ağ örmüşse de üstüne boş ver önemseme yaz aşkın güzeline, gizemine, kıymet bilinmese de harf harf, hece hece, dize dize… Tevfik Tekmen 5/Eylül/2008 *Lüleburgaz* |