GÖRMEYE GELME BENİ
Musalla taşında, görmeye gelme beni.
"Sever miydiniz?" denildiğinde sesin o kalabalığa karışmasın, usulca sus. Cansız bedenim de, dolaşmasın soğuk ellerin. Çiçeklerini ekme, toprağıma. Göz yaşların ıslatmasın, toprağımı. Dua etme, baş ucumda. Ben günlerce ölü gibi yaşar iken, ziyaret etmeye gelmediğin gibi mezarımı ziyaret etmeye gelme. Ölümümün ardından, pişmanlık ile hayıflanma. Pek sanmam zaten, vicdanının sızlayacağını. Öldüm diye mi bu gözlerinde ki endişe? Beni diriltmeye imkanın var mı? Yok değil mi? Ama yaşatmaya olan imkânını sen ittin. Kabulümdür yenilişim. İsyanımdır beni sevmeyişin. Son kez bakıyorum, çimen gözlerine. Son kez bak, dolu gözlerime. Yağmur bitiminde, rüzgar’ın toprağa ulaştırdığı o koku var ya. O benim toprağımın kokusu olacaktır! Cam kırıklarıyla dolu olan kalbim, bir sende ayna olmuştu. Bir bütün misali.. Sevgimi hak etmediğini oldukça geç fark etmiş olmamın sızısı, burnum da bitiyor. Bu sana son sözlerim idi, kalemim daha fazla seni yazmayacak. Göz yaşlarım senin adına akmayacak. Ses tellerim’den adını son kez haykırışım olacak. Gözlerim son kez, gözlerine bakacak. Her şey’imin ilki olan seni, gönlümde sonlandırıyorum. Sevgim, bu Aralık ayın’ın soğuk rüzgarların esintisi ile son buldu. Hoşçakal, gönlünce kal. |