AH, BAYIM, NE ÇOK KAYBOLDUM BEN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım’’ (Didem Madak) Defolu bir yalnızlık benimki belki de çivi tutmayan bir duvardır benim bünyem ve kalbimdeki santral her nasılsa meşgule veriyor ne zamanki aşkı ve sizi tuşlasam, bayım… Hazanın muhatabı yaralı ve yamalı bir yaprak olsam ne ki, bayım? Aşkın izafisi reçetesidir şiirler Ve makberim ve yâd ettiğim mazimde saklı surdan kaleler Serler verdiğim sırlarımı serdiğim rüzgâr Dolduruşa gelen yüreğim ve yaren bildiğim kader. Kökledim acılarımı, bayım Şükür ki acımıyorsunuz bana Varsın haz etmeyin benden ve içimdeki iklimden. Üşüyorum kimi zaman Yürekte saklı matem. Sıcakladığında bedenim Düz duvara tırmanıyorum acımdan ve telaşımdan. Makberi ise selamlıyorum ne zamanki Geceye yerleşsem ve iç sesimde Yâd ettiğim maziyi unutuyorum bir süreliğine Akreple yelkovan sürekli kavga halinde Tıpkı benim benimle olan kavgam Ve uzak kaldığınız acılarım: Varsın sevmeyin beni Varsın çekincelerimde sekeyim Ekildiğim her gün ve gece Yere diktiğim tohum ve boy aynam Hani, hani, içime tuttuğum… Çimenlerde özgürce koştuğum dünlerse çoktan k/ayıp Özgürlük iyi gelmiyor insanlara Bu yüzden teftişteyim Bu yüzden içtimada Tutuklu kaldığım kodesin kapısında ise bekleyen biri var Kalemle hemhal Hasbıhal ettiğim sözcükler Bazen kekelediğim Bazen coşup avazım çıktığı kadar bağırdığım… Lakin mutlu olma hakkım ilk gün alındı elimden Ses etmeden boynumu eğdim Ne de olsa boynum kıldan ince kader denen gemide Sözüm ona kaptan köşkündeyim aşkın Bazen sus payı bir söylem Ses etmeden gözlerimle sevdiğim Yüreğimin telaşı yine sorulur benden Ah, bayım, ne çok kayboldum ben Benlik bir dirayet mi sahiden? Asla da beylik değil söylemlerim ve tutuşan yüreğim Saçlarıma dolanan sarmaşık Aşk da rüzgâr da aşırı sırnaşık Yapmacık olmadım ben hem Kınalı yapıncak olsam da çocukken Kırmızı saçlarıma başladı yağmaya kar Bense hala on sekiz yaşında tüten bir duman Lisede kaldı aklım ve ruhum Aksayan ayakları ise aşkın Sobelendiğim her daim. Sek içtiğim kolam ve çayım Sektiğim bir kaldırım dahi çok göründü bana çocukken Ne de olsa yasaklıydım bir ömür Sokakta oynamak ne demek? Hanım hanımcık yaşadım da ne mi oldu? Sevecen bir iklim saklı maruzatımda Mealim olsa olsa şiirler dolaşırken damarımdaki kanda Damardan severim hem ben Damardan da giderim Dama taşı gibi sözcüklerim Devasa rahmet dolu mabedim Ah, mizacım, bayım Yenik düştüğüm aşkın da radarı adeta Yürekte bir ileri bir geri gittiğim Varsın tecelli edenle avunayım ben Savunduğum varsa yoksa iyi niyetim Sebepli sebepsiz sevmek yoksa olacak iş mi? |
Sektiğim bir kaldırım dahi çok göründü bana çocukken
Ne de olsa yasaklıydım bir ömür
Sokakta oynamak ne demek?
Hanım hanımcık yaşadım da ne mi oldu?
__ öyle masumduk ki hep sustuk, hep uyduk kurallara
Büyükçe suskunlugumuz da arttı
Yüreğine sağlık canım benim yüreğinin pencereleri ne güzel açılmış tükenmesin kalemin
Kutlarim sevgimle