Yunus'un Barigâhın da
(1)
Bir küçük vazoya koydum çiçeği Koksun Yunus Yunus diye Tohumlar büyütsün Yüce Gerçeği Haksın Yunus Yunus diye Senden çok uzak bir diyara geldim Kırdılar , vurdular , hep örselendim Bir mucize ile çarpılıp bendim Kalksın Yunus Yunus diye Nedamet yurdunun dermanı için Sonsuza götüren limanı için Büyük Anadolu imanı için Baksın Yunus Yunus diye Ey zaman önümden asırları çek Yokuşlar da bühtan önümüzde şek Bayrağım yıldırım sancağım şimşek Çaksın Yunus Yunus diye. Mor odama sinmiş mavi bir gece Dolunay ışığı körelmiş bence Duvarlara çarpar dökülen hece Yoksun Yunus Yunus diye Yoksun Yunus Yunus diye. (2) Denizler köpürür eğilir dağlar Rüzgar dile gelir yel Yunus diye ! Gözlerim yağmurdan bir sağnak çağlar Akar gözyaşlarım sel Yunus diye ! Şimdi bir karanlık var çehrelerde Ahlâk heba olmuş iffetler yerde Yürek Mecnun gibi seni severde Avuçlar açılmaz el Yunus diye ! Kapanmış yollarım ömrümde keder Gece bir siyah el , ciğerimi yer Meded Ey Yunus’um bu vuslat yeter ! Açtım ellerimi gel Yunus diye ! k a gazioğlu (Sen Taptuk’un eteğine sarıldın bende senin kapına) |
Koştum zikrullaha huzura vardım
Dünya amelimde vicdanı kardım
El açtım Allah' a ol Yunus diye...
Gönlümden geçeni yazdım ister istemez ben de. Keyif aldığım bir şiirdi okuduğum. Gönlünüze sağlık.