binlerce hu nağmesi gizli her nefeste
saklı lütufların tecellileriyle tüter farklı bir büyü
Allah’a davet eden o ilahi sesler
o mübarek nağmeler her mahalle dağılır

inleyen gönüllerde nurani bir içtenlik
imanın altın zevkleriyle bestelenmiş her letafet
bin mürüvvet çağlar
o anlamlı tavırlardan
o şaheser endamlardan

umut muştulayan cemreler ahenkler barındırır
yepyeni baharlar oluşur sinelerde
kalbin her köşesinde
sessiz sessiz uyanır aşk-u şevk

bir müberra beldenin mücella makamından
feyiz semtine girer asil ruhlar
adeta nurani parıltılarla irkilir
gönül denen huzur hanesi
ilahi ihsana mazhar vakti

ötelere akar coşkun hayaller
ardında bir çok şua bırakırlar
yolculuğa çıkılır semanın son noktasına
açılır cennetin sekiz kapısı
hikmet-i kudsi başlar suhuletle

şükür mertebesinde şahlanır zikrin zindelikleri
sağanak sağanak boşalır secdegahın en ortasına
inanmış yüreklerin tam merkezine
bir o kadar mukaddes nur zerrecikleri
son bulur bambaşka bir iklimin kollarında

en sevgili kul rüyaya dalıp çıkar menzillere
aşk şarabı içip deli divaneye döner
uçar cennet mevsimi makamlara
mahyalardan hatıra bırakılır geceye
vuslat vadilerine heyecanlar yayılır yağmur yağmur

adeta büyülenir lahutiliğin erişilmez tecellileri
rikkatle öperler alınlarından seccadeleri
toprağa düşer rahmet taneleri
arzın çehresinden bembeyaz incilerle

deniz üstünde secdeye kapanır sökmüş şafak
bir yıldız da ne kadar izbe huy varsa hepsi
o vakit kızıldeniz ikiye bölünür
örümcekler ağ örer hıraya
ateş gül bahçesine dönüşür

işte o zaman bir yetim çağlara bedel olur
asr-ı saadetin kucağında çileyi cennet göstererek
Resuli zişanı Sultanı dücihana kavuşturur
firdevsten nur sıçratan cezbelerle

ulvi muştular fısıldanır sacitlerin kulağına
dokuz kat makamların gök kubbesine yükselir
varılır bir anın ötelerdeki haz ummanına
açar hülyalara akan güzellikte şevk-i naz

patlamış bir ışık şelalesi halinde kıvılcımlar saçar
hemen her yerde her mekanda ulvi bir sır
rengarenk uhrevi ihsanlar süzülür arş-ı aladan
ışık tufanı doğurur en kutlu geceler

kuşluk vakti açılır gayrı hançeresi göğün
şafağın kızılında yorgun düşer düş suretleri
daru’s -selamın en hoş ikramı sevap huzmeleri
bir susamışlık içinde raks eder naim bahçelerde

müşahit bekler revh-u reyhan yürekler
duygulara kase kase ilahi şerbetler içirilir
ruhun sonsuzluk iştiyakı ebet arasında bir perde
fecrin doğuşuna kadar her yer renklerle tüllenir
her an, aydınlığın ayrı bir boyutuyla

redfer