zaman geçip giderken geçmişteki yılları bizim de yaşamış olduğumuzu kolaylıkla unutuyoruz ne yapacağımızı bilmiyoruz her bilmeyişin kucağından binbir görüntü durmaksızın akan sesler doluyor zihnimize
şöyle bir tanımadığımız birine gülümsedik mi hiç tebessümün sırrına henüz varmış gibi güneşin doğuşuna benzeyen muhteşem gülümsemeyle denizi ve gökyüzünü seyre dalar gibi gülmeyi yeni öğrenen çocuklar gibi gözlerimiz ışıl ışıl
peki kıymeti var mı görmeden kaçırdığımız gün batımının ? yüzüne baktık mı dağların bu sabah dükkanını açmakta olan esnafa vereceğimiz bir selam hiç umurumuzda oldu mu ?
sadece ama sadece dinledik mi birini dinlemek öyle zor bir eylem de değil aslında her denememizde direksiyonu uçuruma kırdık ya kalkan kaşımız mani oldu ya türlü türlü imalar barındıran ses rengimiz aramızdaki dağlara boy vermekten başka ne yaptık ki dağlar çorak ki çiçek büyümez oldu üzerlerinde
hırçınlaşıyoruz yahut gitgide içe dönüyoruz biziz o …inkar etsek de aslında yaşadıklarımızın içinden biz geçtik günah yanlarımızı örtmeye meylederek ağrılarımız olduğu zaman ağlayabilmeyi şimdi öğreniyoruz yıldızlara bakarak yerdeki damlalara çeviriyoruz gözlerimizi
soluk benizli dalgalar sahile yürüyorken odanın ahşap penceresinden içeri dolan martı sesleri şuurumuza en büyük kırbaç aslında fırında mis kokulu taze ekmek buharı daha dumanı üzerindeyken yüzümüzdeyken kaygılarımız telaşlarımız öfkelerimiz
bir yangın ortasında uçup da nefes alsın diye kimin serçelerini uçurabildik çatılardan gürültü patırtı yapmadan geçip de gitti mi hiç insanlar hayatımızdan çoğu zaman hiçbir taltif görmeden eşten dosttan arkadaştan
bazen bir omuz arıyor insan başını koyacağı bazen bir diz …eskilerden eskimeyen eskiler vardı önceleri evimizde rahlemizde Kur’an’ı Kerim vardı gül desenli seccadelerimiz vardı köşe başı minderde oturan bir babaanne bir dede vardı ya da mahallenin en yaşlısı güngörmüşü …
bir tenhaya çekilip kendilerini dinleyemedik en saf, en duru seslerini duyamadık çeşmelerimiz açıksa da avuçlarımız kuruyan dudaklardan uzak bir türlü kana kana su içemedik sözlerinden
içimizden uzun vagonlar geçti çoğu vakit ağıtlar yaka yaka sadrımızdan küçük merhametler boşaldı hep katılığımızı eritmek için bir sele dönüşmeden hep yüzmek istedik üzerinde kayığımızla küreklerimizi birlikte çekerek bir türlü beceremedik birlikte yaşamayı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bir sele dönüşmeden hep yüzmek istedik üzerinde kayığımızla küreklerimizi birlikte çekerek bir türlü beceremedik birlikte yaşamayı
Evet öğrenemedik üstadım zaten öğrenmiş olsaydık barış içinde yaşamayı da öğrenirdik ama ne yazık ki yaşam çoğu zaman menfaatler doğrultusunda ilerlediği için biz bizleri unuttuk, bir kardeş kavgasının içinde bulduk kendimizi. değişik kollarda tutunmaya çalışan hayatlar bölündükçe, bizler de birer birer parçalandık hep.. Okudukça insanı değişik duygulara sürükleyen yürek sesinize gönül dolusu tebrikler değerli üstadım. Sonsuz saygı ve selamlarımla...
Final her şeyi açıklamaya yeterli maalef ki birlikte yaşamayı beceremedik gönlünüze , kaleminize sağlık efendim tebrik ederim. Huzurla kalın selam ve saygılar sunarım.
değiştik hocam çok değiştik. kimse de aksini söylemesin. çoğumuz da kirlendik yetmedi kirlettik masum kalmak olası mı peki? yalnızlık belki de masumiyetin tek arkadaşı yalnız olmaksa sevmeye engel değil daha çok sevdik inadına bunca nefretin ama herkes pek de bir sevgi dolu görünürde:
Çok güzel,bu şiirin özünde,herkes kendine ait bir yaşanmışlık bulabilir kanısındayım kuvvetle. Şiirin bir yerinde bahsi geçen "dinlemek"eylemi.Buna ilaveten bende "görmek"eylemini katmak isterim. Bizim toplumsal olarak en büyük eksiğimiz, Bu iki eylemi kişisel karakterimize yaşam biçimi olarak eklemleyemiyoruz. Bu nedenledir ki,insanlar doğayı,insanı ve bütün canlıları anlayamıyor....ve hep sorunlar yaşanıyor...Şiir o kadar güzel anlatıyor ki,geçmişten itibaren İnsanın kendisi ile,diğer insanlarla,doğa ile olan olumsuz ilişkilerini. Değerli şair dost redfer,insanı düşündüren ve yaşamın süzgecinden geçiren nadide şiirinizi yazan engin yüreğinizi kutlarım. Esenlikler dilerim.
Dünyada sadece biz yaşamıyoruz. Bizim dışımızda da canlılar yaşamakta. Ortada rahat ve huzur ortamının oluşması isteniyorsa, bu belirli kurallardan geçer. İnsanların son dönemlerde pek bu kurallara uyduğu söylenemez, b en varsam, benim dışımdakilerden bana ne mantığı kullanılmakta...Yaşadıkları her ortamda benim dışımdakiler bana uymak mecburiyetindedir, mantığı geçerliliğini korumaktadır ve çevreye saygı, insana saygı, topluma saygı, kuralları sanki geçerliliğini yitirmiş maalesef... Sorumsuzluk, vurdumduymazlık almış başını gidiyor. İnsanlara değer vermiyoruz. Onları ciddiye almıyoruz… Gönlünüze sağlık Günümün şiiri.. Yorum yapmakta yeniyim ama şunu dile getirmek isterim ki değerlerimizden uzaklaştıkça insanlığımızıda kaybediyoruz, Yine de sevgi, iyilik olduğu müddetçe umut bizim....
bazen bir omuz arıyor insan başını koyacağı bazen bir diz …eskilerden eskimeyen eskiler vardı önceleri evimizde rahlemizde Kur’an’ı Kerim vardı gül desenli seccadelerimiz vardı köşe başı minderde oturan bir babaanne bir dede vardı ya da mahallenin en yaşlısı güngörmüşü …
Duygu dolu yüreğinizden süzülüp gelen harika duygularla hissedilerek ve içtenlikle yazılmış muhteşem güzellikte bir yürek sesiydi şiiriniz kutluyorum tebrikler üstadım. Kaleminize ve yüreğinize sağlık diliyorum. En içten selam ve saygılarımla.
hep yüzmek istedik üzerinde kayığımızla
küreklerimizi birlikte çekerek
bir türlü beceremedik
birlikte yaşamayı
Evet öğrenemedik üstadım zaten öğrenmiş olsaydık barış içinde yaşamayı da öğrenirdik ama ne yazık ki yaşam çoğu zaman menfaatler doğrultusunda ilerlediği için biz bizleri unuttuk, bir kardeş kavgasının içinde bulduk kendimizi. değişik kollarda tutunmaya çalışan hayatlar bölündükçe, bizler de birer birer parçalandık hep..
Okudukça insanı değişik duygulara sürükleyen yürek sesinize gönül dolusu tebrikler değerli üstadım. Sonsuz saygı ve selamlarımla...