millet kendi halinde kendi derdinde kimi iki doz aşı kimi üç iki sinovac bir biontech
kimide kafasına göre aşının sakıncalarını sıralıyor kimi de klasik söylem içinde bana bir şey olmaz
istediğimiz tek şey pandeminin korku tünelinden bir an önce çıkmak yoksa yok olup gideceğiz tek tek kitleler halinde bazen sistemlerimiz tarumar olacak
toplumlar geriye gitmek üzere kodlanmış sömürü üzere kurulmuş düzen paraları cukka ederken baronlar insanlığın kadim kültürünü yok ediyorlar avuçları içinde limon gibi sıkıp posasını çıkartıyorlar
sorosların işgalindeyiz bugün iktidarları sokakta yenecekler devletleri ayak oyunları ile değiştirecekler asıl masal bu birazcık mecalimiz varsa iki kelime de olsa bunu konuşmalıyız
dünya covid-19 küresel salgınıyla perişan durumda hemen her ülkede korku şaşkınlık ve çaresizlik insanlar ölüyor din, dil, ırk, cinsiyet sosyoekonomik statü ayırt etmeden
savaşlar, istilalar ve zorunlu göçler ve Covid-19 bir imtihan bir ilahi ceza bir ilahi ihtar/uyarı Allah yokmuş gibi yaşayan vahşi kapitalizm
sekülerleşmenin neticesi covid-19 insanların yaşam biçimini değiştirdi alışkanlıklarını, düşünme şekillerini dini hayatlarını altüst etti zorunlu karantinada yaşıyoruz yoğun bakımda yatanlar almış başını gidiyor
bir ruhsal bunalım hali herkes kendi iç dünyasında bir sorgulamaya tabi iyi-kötü, güçlü-zayıf, olumlu-olumsuz yönlerini keşfetmeye çalışıyor
biz nerde yanlış yaptık ? ruhun en iç katmanlarına kadar iniyoruz tv kanalları karşımızda bir yandan ruh dünyamızı altüst eden dehşet görüntüler bir yandan niçin sorusuna cevap arayan zihnimiz
sizi Allah’a şikayet edeceğim diyen suriyeli çocuk afrikalı aç insanların ahı zulüm altında inleyenler ölümler, sürgünler ve göçler insanlığın günah deryasında yüzdüğü bir çağ
Allah işlenen günahı unutanlara hatırlatıyor “her nefis ölümü tadacaktır” küçücük bir virüs karşısında yaşadığımız çaresizlik şımaran insanlığa koronavirüsten açık bir mesaj hiçbiriniz tanrı değilsiniz aczinizi ve haddinizi bilin
korku, dehşet ve panik oluşturuyor covid-19 zihnimiz yasaklanan ölümden ürküten ölüme doğru evrilmeye başlamış hastaların yaşadıkları acı boğulma hissi hastaların nefessiz kalıp çırpınarak ölümü dehşet ve panik duygusu çok farklı şekillerde tezahür ediyor
kendimize çekidüzen verme vakitlerindeyiz zihin konforumuz bozuluyor dijital prangalara vuruluyoruz zaman denen nehrin içinde bir sandaldayız nehir akıyor sağa sola kıvrılıyoruz
süzüle süzüle gelen zaman pastoral bir tablo gibi pencerelerde donmuş pencerede bir hayat başlamış sabah güneşinin doğuşunu öğlenin parlaklığını akşam güneşinin kırılarak odaya yansıyan huzmelerini seyrediyoruz
yine sonbahar yine dallar yaprak döküyor yine çayırlar sararıp soluyor kuşlar kasım repertuvarını sergiliyor insanlar evlerinde elem veren bir şenlik yaşıyor
her şerde bir hayır her hayırda bir şer her şey bitmeye yazgılı her şey yeniden başlamaya odaklı iki nokta arasında geçen zamandan mesulüz sadece çok hızlı akıyoruz ye, iç, tüket sonra durma sakın, yeniden başla
şimdi evlerimizdeyiz hayat ve hayal sahnesinden çekilmiş seyirci yok alkış yok telefon ve televizyondan evimize akan bir alkış sesi olağanüstü bir zaman akışı içindeyiz
yürümek, güneşli bir günde cıvıldayan kuşlarla aşık atarak gökyüzüne bakmak selam vermek gülümseyen herkese korkmadan sarılmak sevdiklerine ne kadar güzelmiş mutlu olmak ne kadar kolaymış meğer
farklı bir tedrisattan geçiyoruz günahlı bir gölgenin serinliğindeyiz dön ve sorgula kendini senin evin neresi? ev ne demek senin için? peki, insan neden ölür? ölecekse ne zaman öleceksin ?
insanı her şeyden önce umutsuzluk öldürür hayatın ve ölümün neden var olduğunu bilenler evin neresi olduğunu da iyi bilir evine dönmek kalbine, kendine dönmektir aslında nerede ses verip nerede susacağını bilmektir
yine vuslat zamanı gece ve gündüzün deveranını seyretmeliyiz sonsuz maviyi sessizliğin de bir sesi olduğunu anlamalıyız onu duymak için kendimize dönmeliyiz
nefes almanın kıymeti ile yeniden başlamalıyız hayata bahar gününe ulaşıncaya kadar nadasa bırakılmış toprak gibi dinlenmeliyiz bir musibet ama bela değil pandemi bin nasihatten evla ancak bir musibet olabilir
erkendir her ölüm o vakit kısacık ömrümüzde bize uzanan bu ilahi dokunuşu hissedelim acılar ölümler ayrılıklar var biz şüphesiz Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz
abdest al sonra namaza dur ağlamaya başla yanakların ıslanıncaya kadar ağla sonra secdeye var secdede yer ıslanıncaya kadar ağla sabah ezanını okununcaya kadar
dünya dönmeye devam ediyor ömür ileri doğru hızla akıyor iliklerimizde hissedene kadar seyredelim sonsuz maviyi covid-19 virüsü duygusallığında
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
nadasa bırakılmış toprak gibiyiz şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
nadasa bırakılmış toprak gibiyiz şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Değerli şairim sayfanızda harika duygularla kaleme alınmış akıcı ve anlamlı güzel bir eser okudum yüreğinize sağlık kalemin daim ilhamın bol olsun nice güzel eserler yazmanız dileğiyle selamlarımla kalın sağlıcakla
Anlamı anlatımı ve kurgusu güzel şiirdi eyvallah bir an önce aşıların tamamlanması dileğiyle....ben 2 sinovak 1 Piontek yaptırdım ...((( Yüreğine emeğine sağlık ____________________________________Selamlar saygılar
Dünya kurulduğunda, saf temizdi duygular İnsanlığa yön verdi, kapalıyken algılar Zalimlerin nezdinde, çoğalırken kaygılar Hasetin oyununu, bozabildin mi zalim?
Nice insan can verdi, bir musibet yüzünden Kimini dara soktu, kimi yandı hüzünden Kimine ders olurken, kimi kaydı özünden İnayetin içine, sızabildin mi zalim?
Değerli üstadım bugün şiirinizi ikinci okuyuşum ben de ayni duygularla yazdığım bir şiirimden alıntıyla eşlik etmek istedim bu müstesna dizelerinize. Evet, korona diyoruz da o mikrop nasıl doğdu bunu sorgulamıyoruz. Bu doğanın bize bir ihaneti bence. Kendi ellerimizle mahvettiğimiz doğamız bir gün mutlaka verdiklerimizi kusacaktı ve öyle de oldu. karada korona, denizlerimizde müsilaj, ormanlarımızda bitmek bilmeyen yangınlar daha sayamayacağımız binlercesi ve onların doğurduğu bizlere eksilerle dolu yansıması... Ve işte söylediğim gibi kendi ettiklerimizin bizlere bir cezası bu... Tabi ki doğanın da intikamı bizlere en acı bir şekilde geri dönecekti, öyle de oldu.. Bu meyanda yürek sesinizi ve duyarlılığınızı gönülden kutluyorum. Sonsuz saygı ve selamlarımla...
Şiir insanlığın ahvalinin bir özeti gibiydi. Şair çözüm olarak bir reçete de sunmakta:
abdest al sonra namaza dur ağlamaya başla yanakların ıslanıncaya kadar ağla sonra secdeye var secdede yer ıslanıncaya kadar ağla sabah ezanını okununcaya kadar
Merhaba değerli dost Güzeldi eser, her zaman olduğu gibi Bizde okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasız Gönlüne, ömrüne bereket Şiirle kal, sevgiyle kal, dostça kal vede hoşça kal
Evet,bu güzel tespitler ve düşünceler üzerine ne yazılabilir,ne söylenebilir ki... İnsanlık karanlık bir korku tüneli içinde,ne bir ışık huzmesi ve ne bir çıkış kapısı yok görünürde.Sanki kendi kıyametini yaşıyor insan,güç sabibi baronların elinde. 21.ci yüzyıl her yönüyle bir çöküş,bir geriye sayış yüzyılı insanlık için. Gaddar kapitalizim böyle mayaladı yaşamı..Kıymetli kalemdaşım bütün çıplaklığı ile anlatmış hal-i pürmelali.. Kutlarım etkin kaleminizi,engin yüreğinizi. Esenlikler dilerim kıymetli dost redfer.
TUĞAL KÖSEMEN tarafından 11/3/2021 11:44:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Saygıdeğer hocam Küreselin insanlık üzerine oyunlarını bir bir sergilemişsiniz.
Müsade ederseniz katkı sunmak üzere biraz da ben dertleneyim.
Amerika'da seçimleri Küreselin kuklası Biden kazandı.
Aslında 2 Amerika var.Birincisi devlet olan Amerika 2. Si Küreselin kontrolündeki Amerika.
Aslında Çin diye bir devlet yok. Çin küresel sermayenin merkezi haline getirilmiş bir kukla. Onun için küresel bütün plan ve üretimlerini Çin'de gerçekleştiriyor. Laboratuarda ürettikleri virüsü dünyaya yaydılar ve bu bir denemeydi diyorlar. Çin de metro istasyonlarında açık alanlarda pat aniden yere düşen insan görselleri korku imparatorluğunub başlangıcıydı. Çin de insanlar o kadar zor durumdaki işini kaybetmemek için fabrikaların kapısında yatıyor. Uzun vadede dünya nüfusunu 1,5 milyara düşürmeyi hedefliyorlar. O bir buçuk milyarı da yapay zeka ile kontrol etmeyi planlıyorlar. Haşa sümme haşa Tanrı insanı yaratırken malzemeden çaldı iddiasında bulunuyorlar. Çok değil 50 yıla kalmaz devletlerin sınırların ortadan kalkmasını hedefliyorlar. Din inanç kavramını kabul etmiyorlar. 40 yaş altındaki insanların tamamına yakınının beyinlerine İnternet bağımlılığı, sosyal medya ve sapık, insanları ölüme sürükleyen İnternet oyunlarıyla çoktan format attılar. Çok değil 15 sonra çocuklar milliyet ve devlet kabul etmeyecekler. Bu çocukların sanal paralarla bütün ihtiyaçları karşılanacak. Bu açıdan sanal para projesi küresel bir projedir. Dünyadaki bütün merkez bankaları Küreselin kontrolündeki. Bu çocuklar örneğin Ben Türkiye, Yunanistan, İtalya bilmem ben mikrosofta aitim, ben facebook'a aitim, ben Google nin üyesiyim diyecekler ve bunlara bu küresel oluşumlar tarafından kimlikte verilecek. Hatta çocuk doğunca cinsiyet tercihini kendisi yapsın iddiasındalar. Son sürüm İnternet oyunlarının tamamına yakınında tek cinsiyetli yada kız gibi erkekler veya erkek gibi kızlar özendiriliyor. LGBT küresel bir kuruluştur. Çok masum görünen uluslararası bazı sağlık kuruluşları dahil, barış Vs. Örgütler Küreselin kontrolündedir. Son 30 yılda 20 ye yakın yeni devlet kurulmuştur. Amaçları önce devlet sayısını 1000 çıkarmaktır. Ama etkisiz, ve Küreselin kontrolünde. Onun İçin yine Küreselin kontrolündeki silah üreticileri Taliban, Pkk ve Deaş gibi örgütlere yoğun harcamalarla destek sağlamaktadır. Önce İslam coğrafyasında başlanmıştır. Sonra, Ukrayna Rusya ve Afrikaya yayılmıştır. Fetö ve Soros gibi örgütler ve onların alt uzantısı açık toplum enstitüsü Tuskon vb. örgütler ülkeleri dizayn etmek üzere kurulmuştur. Dikkat edilirse küresel hangi din olursa olsun dini argümanları hep kullanmıştır. Sonuç ve hedefleri 1,5 milyar yapay zekalı tamamen robota, dönüştürülmüş ve cinsiyet kavramı olmayan bir nesil doğurganlık sıfır ve daha sonra 500 bin robot nüfuslu bir dünya. Ancak bütün bu karamsar tespitlere rağmen inannız ve güçlü olunuz yeri gögü yaratan ve evrenin sahibi Yüce bir Allah vardır. Dinler tarihinde ve Kuran ı Kerim de Allah'a isyan eden insanlara zülmeden, yoldan çıkan, sapık olan onlarca kavimler ve firavunlar vardır. Türkiye deki ören yerlerine bir bakınız. 40-50 yıldır kazılıyor. Adeta 50 metre derine inip kazılıyor. Kaz kaz bitmiyor. Cenabı Allah demek ki bu sapık kavimlerin bir gecede üstünü örttü. Allah büyüktür ve Allah bize yeter. Dualarımız kabul olacak ve haşa Allah ile hesaplaşma küresel ve uzantıları helak olacaktır.
Allah razı olsun. Sağlıcakla
Sakin Karakaş tarafından 11/3/2021 10:33:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
aşıyı almayan kafaları kınıyorum...orta çağ çok gerilerde kaldı, bilgi çağının insanlarına hiç yakışmıyor...her şey bir tarafa kendi inatları uğruna insanları tehlikeye atmak önce İslam'a sonra insana sığmaz... duyarlılıkla dolu asil yüreğinizi yürekten kutluyorum. dolu ve bir o kadarda dolgun bir şiir okudum. tebrikler, selam ve saygılar sunuyorum...
Yaşadıklarımızı en anlamlı bir şekilde ifade eden harika bir bakış açısı ve harikulâde güzellikte yazılmış bir yürek sesiydi şiiriniz kutluyorum tebrikler üstadım. Kaleminize ve yüreğinize sağlık diliyorum. En içten selam ve saygılarımla. Allah'a emanet olun.